reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 25.07.2023 835 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

EYY MİLLİ İTİBAR VE İFTİHAR KAYNAĞIMIZ!

Büyük makamlar ve büyük kavramlar, onu özümseyemeyen, görev, sorumluluğunun gerektirdiklerini yapmak yerine, kibirli pozlarla nutuk atanları, büyütecek yerde küçültür. Böyle kişiler, hak etmedikleri bu kavramları kullanmakla, onlara sahip çıkmakla bu kavramları da değersizleştirirler.

“Vatan, millet, bayrak, din, iman, devlet, mili paramız” bu kavramların başında gelir. Sayın cumhurbaşkanı bu kavramlara sahip çıkalı beri, hepsine birden” benimmm” demeye başlayalı beri bu kavramlar özünü yitirdi ve maalesef değersizleşti.

Sayın Erdoğan paranın bir milletin itibarı olduğunu söylediği günlerde bir ABD doları 4 lira civarındaydı. Bugün 26 liranın üzerinde. Önce bakanları, ardından kendisi Körfez ülkelerine para bulma seferine çıktı. Dün FETÖ destekçisi dediği BAE ile 50 milyon dolarlık ticaret anlaşması imzalandı diye övünüyorlar şimdilerde. İçeriğinde ne var, neleri kapsıyor, beyefendi bilir. Biz kulların bilmesine ne gerek! Elbette ki bu bir yatırım anlaşması değil. Hazır ve kâr eden devlet kurumlarının satış anlaşması.

Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Salman. Reis beyin öfke saçarak eyy çektiği ve cinayetle suçladığı Cemal Kaşıkçı’nın katili. Ne güzel ne kadar samimi sarılıyorlar birbirlerine. Ne kadar yakışıyorlar öyle.

Mursi’nin, Esma’nın katili Mısır diktatörü Abdül Fettah el Sisi. Ne kadar muhabbet dolular birbirlerine karşı. Hatırladınız değil mi? Muhterem kızları Sümeyye Hanımefendi, “Babamı ağlarken gördüm bu sabah!” diyerek babasının Esma için nasıl ağladığını anlatmış ve merhamet timsali duygusal bir baba portresi çizmişti. Esma ve benzerleri ne düşünüyordur şimdi? Ya babasının duygusal portresini çizen muhterem kızları… “Babam nasıl oldu da buralara savruldu?” diyerek ağlıyor mudur şimdi. Yoksa o da muhterem pederleri gibi” Para her günahı örter, her yarayı sarar.” diyerek teselli mi buluyor?

Esad, Eset, Esat arasındaki savruluşlar bir başka hikaye… Hele “Ben burada oldukça… “diyerek başladığı kahramanca nutuklar; çok geçmeden orada olduğunu unutup indirdiği yelkenler. “Nas var NASSS!” diyerek Müslümanlık öğretmesi sonra NAS’ı pas geçmesi.  İsveç’in NATO’ya üyeliği süreci…

SONUÇ: “İtibardan tasarruf olmaz.”

Tamam anladık da itibar nedir gerçekte. İtibar, paranızın değeridir. Pasaportunuzun değeridir. Vizesiz girebildiğiniz ülkelerin sayısıdır. Şimdilerde evinden zor çıkan meteliksizler bir yana, zenginlerimize bile vize vermiyor Batı ülkeleri. Bu vatanın milyarlarca lira harcayarak yetiştirdiği evlatları Batı ülkelerine kaçmak için kuyrukta bekliyor EYY MİLLİ İTİBAR TİMSALİMİZ…!

Elinde itibar kaynağı olarak kibir makamı bir saray 13 makam uçağı, yüzlerce lüks makam aracı kaldı sadece. Onlar da ancak sayın Cumhurbaşkanı ile çevresini uçuruyor vatandaşı değil.

Sayın Cumhurbaşkanı uzunca zamandan beri “Şahlanmak” sözünü dilinden düşürmüyor. “Şahlanış dönemine giriyoruz.” gibi ifadeler kullanıyor. “Şahlanış” kelimesi evrensel bir söylem olsa da her taklit aslına övgü olsa da Şahlanış kavramının anlamından uzak, kullanana ağza yakışmayan biçimde kullanılması, bu kavramım tam zıttı olan uygulamalar, bizi fazlasıyla üzmektedir.

1990 yılında DAYANIŞMACI TOPLUMCU ANLAYIŞLA kurulan ŞAHLANIŞ HAREKETİ bir süre dernek olarak faaliyetlerini sürdürdükten sonra 2022 yılı başında aynı ilkeleri düstur olarak benimseyen bir SİYASİ PARTİ’ye dönüşmüştür. Partimizin adında anlamını bulan Şahlanmak kavramının, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP kurmayları tarafından anlamından uzak biçimde ve bunca hoyratça kullanılması, esef verici bir olaydır.

Açıkça ifade ediyorum ki; ŞAHLANIŞ ciddi bir kavramdır. Bu kavramı bu denli kullanan ve hali hazırda ülkeyi tek başına yöneten kişinin öncelikle söz ve davranış uyumu ile bu kavramın içini doldurması gerekir. “Ben ekonomistim!” kibriyle ülkeyi bitiren, el kapılarına düşüren, dün söylediklerini bugün inkâr eden ve bundan hiç de müteessir olmuş gibi durmayan sayın cumhurbaşkanını bu kavramı bunca fütursuzca kullanmamaya; illa kullanacaksa bu kavramın anlamının gerektirdiği sorumlulukla kullanmaya ve her anlamda hakkını vermeye davet ediyorum.

Bu yazıda içinde bulunduğumuz halin sorumlularından biri olan içi boş muhalefete değinmeden olmaz. Şu anda bizi yöneten iradenin, ülkeyi bir çıkmaza, girdaba düşürdüğünün hepimiz farkındayız zaten.  Muhalefet partilerinin durmadan bu durumu tasvir etmek yerine, mevcut olumsuzlukları hangi yöntemle ve nasıl gidereceklerini anlatmaları gerek. Yağmuru anlatmayı bırakıp yağmaları gerek.

Gören göz, işiten kulak, sızlayan vicdan sahibi biri olarak asla dilsiz şeytan olmayacağım. Sağ oldukça her fırsatta, imkân bulduğum her ortamda yalnız eleştiren değil; çözümleri de ortaya koyan olacağım. EN KALBİ SAYGILARIMLA…

MEHMET MAHMUT YILDIZ

ŞAHLANIŞ PARTİSİ YÜKSEK İSTİŞARE KURULU BAŞKANI

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb