reklam
Ana Sayfa Yazarlar 12.04.2018 2577 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

ADALETİN RUHUNA EL FATİHA!

Bugünkü yazıma, Türkiye’nin içinde olduğu durumu özetleyen bir hikâyeyle başlamak istiyorum:

“Çok eski yıllarda, ülkelerin birinde bir gelenek varmış. Sıradan bir vatandaşın ölümü,  bir kez çalan kilise çanıyla duyurulurmuş. Soylu birinin ölümü, iki kez çalan çanla haber verilirmiş. Ölen, kralın bir yakınıysa çan üç kez çalınırmış. Kralın ölümünün habercisi ise, dört kez çalınan çanmış.

Günün birinde bir mahkeme, haksızlığı açık olan bir hüküm vermiş. O gün, ülkede, o zamana dek yaşanmayan bir durum yaşanmış. Kilise çanının beş kez çaldığı duyulmuş. Herkes korkuyla kiliseye koşmuş:

“Kraldan daha önemli biri mi öldü ki çan beş kez çalındı?” diye sormuşlar papaza.

“Evet” demiş papaz… “BUGÜN ADALET ÖLDÜ.”

Bu ülkede oldum olası adalet duygusu yaralıydı belki; ama son yıllarda yaşadıklarımıza baktığımızda açık olarak söylemek gerekirse hiç tereddüt etmeden; ”ADALET ÖLDÜ. Ruhuna Fatiha …!”deyip en az beş kez sela okumanın vakti geldi de geçiyor.

Doğu toplumlarında, iktidarda oldukları ülkeleri yönetmeyi beceremeyenlerin değişmez bir huyu vardır:” Kabahati kendilerinde arayacak, kendini düzeltecek yerde, kendilerine bir günah keçisi bulmak. Bütün günahları onun sırtına yüklemek. Onu taşlayarak günahlarından kurtulduğunu sanmak.”

Bugünkü iktidarın ilk günah keçileri, adlarına “Ergenekoncu, Balyozcu” dedikleri çoğunluğu asker olan bir kesimdi. İktidara karşı çıkan, eleştiren herkesin ortak damgası da ‘Ergenekoncu, Balyozcu’ idi

O dönemde, birilerinin; özellikle iktidarın ‘Muhterem Hoca Efendisi olan malum kişinin devletteki uzantılarının kurduğu tezgâhlarda, dönemin savcısı, şimdinin cumhurbaşkanı gözetiminde pek çok masum insan özenle öğütüldü. Hayatlarından uzun yıllar, hatta hayatlarının tümü çalındı.

Devran dönüp de uğrunda mecliste, hatta TV’de adam dövdükleri ‘Muhterem Hoca Efendi’leriyle işleri bitip, ortaklık bozulunca yeni bir günah keçisi buldular kendilerine:’ FETÖ’

Dünkü günah keçilerinin masum olduğunu fark ediverdiler ansızın. Bu kez kendilerine; ”Kaşının üstünde karan var” diyen herkesin alnına çaldıkları kara, ‘FETÖCÜ’ lük oldu.

Her gün yenileri yapılan dev cezaevleri, adam almaz oldu artık. Tutuklular nöbetleşe yatıyorlar. Vatan sathı, açık bir cezaevine dönüştürüldü. Bizzat cumhurbaşkanı, vatandaşları muhbirliğe teşvik ediyor. İnsanlar, otobüste hükümet aleyhine konuşanları, sosyal medyada eleştirenleri ihbar ediyor.

Suç, hem şer’i hem beşeri hukukta şahsi iken; suçlu olduğu düşünülen insanların nerdeyse yedi sülalesine yargılanmadan ceza veriliyor.

Adaletin görevi suçluyu cezalandırmaktır. Hakkında şüpheler duyulan biri varsa deliller toplanır, iddianame hazırlanır, yargılama yapılır ve gereken ceza verilir. Buna kimsenin itirazı olamaz. Ancak adamına göre uygulanan adaletin terazisi kirlenir. Ona duyulan tüm güven yerle bir olur.

Bizde tam da bu oluyor işte. Devletin tüm bilgi kaynakları, istihbarat verileri elindeyken FETÖ tarafından kandırıldığını iddia edenler, ona her istediğini verenler, kurumları bilerek, isteyerek teslim edenler, milletten özür, Allah’tan af dileyerek beraat edebiliyorlar. Ne var ki bizzat onların teşvikiyle, onun yanında durmasıyla malum suç örgütüne, inanarak, güvenerek, dindar sayarak meyledenleri, iddianame bile hazırlamadan, bir yılı aşkın bir süre cezaevinde tutmaktan rahatsızlık duymuyorlar.

Malum çetenin her yerde ayağı var; ama nedense siyasette, özellikle iktidar kanadında, bırakın ayağını, tırnağı bile yok nasıl oluyorsa.

Bugün duvara tosladıkça sığındığımız Osmanlı; ondan önce Anadolu’yu bize vatan yapan Selçuklu, adaletle hüküm sürdükleri için büyük devlet oldular. Saltanatları uzun sürdü.

Bugün tarihe özenen; ama tarihtekilerin kötü bir taklidi bile olamayanların bilmesi gereken ebedi bir gerçek vardır: “Adalet, mülkün temelidir.” Adaleti öldürdüğünüzde mülk ayakta kalamaz. Çöktüğünde de göçük altında ilk kalacak olan da siz olursunuz.

Siz adaleti yalnız kendiniz için istediniz yıllardır. Başkalarınaysa keyfiniz istediğinde, keyfinize geldiği ölçüde lütuf olarak bahşettiniz.

Bu topluma çok kötülük ettiniz; ama biz kötüleri örnek almayız. Siz bizim öğretmenimiz olamazsınız. Biz herkes için, hem de hiç gecikmeksizin; ”HERKES İÇİN ADALET” diyoruz.

Onu hak etmemiş olsanız da sizin için bile…

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb