reklam
reklam reklam reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 14.08.2021 1700 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

YOL GEÇEN HANI DEĞİL GEL DE KAL HANI

2018 yılı Haziranıydı. Sayın Cumhurbaşkanı, “Türk Tipi Başkanlık” adını verdiği ne olduğu belirsiz sistemin referandumu öncesinde şöyle demişti: “BU ADAMA YETKİYİ VERİN DE GÖRÜN.”

Yetkiyi alınca, faiz, enflasyon aman dileyecek, memleketin bütün dertleri çözülecekti.

İktidar zaten hayli zamandır falso veriyordu ancak maalesef tasarının kıl payı onaylandığı o günden sonra başımız dertten kurtulmadı.

Pahalılık, geçim sıkıntısı, üstüne gelen salgın belası anamızı ağlatırken iktidarın halini ibretle seyrettik. Uzun süre gerçekleri sakladı vatandaşlardan. Ülkeyi yönetmek yerine rakamları yönetmeyi seçti. Çünkü sorunları yönetmek dirayet, fedakarlık, çaba gerektirirken rakamlar kalemle yönetilebiliyordu. Kalem oynatarak, işsizliği, enflasyonu düşüremediler ama koltuk ömürlerini uzatmaktan başka dertleri zaten yoktu. Faiz indirimi yapmayan Merkez Bankası başkanını görevden aldı; yerine gelen adam aylardır faizi eski başkanın seviyesinde tutuyor. Enflasyonsa düzeltilmiş resmi rakamlarla bile şaha kalktı.

Ardından orman yangınları felaketiyle karşılaştık. Daha önce de büyük orman yangınları görmüştük. Tüm dünya orman yangınlarıyla boğuşuyordu. Ancak bizim bir farkımız vardı. Ortada özel uçağı ile dolaşan bakan unvanlı biri vardı belki; ama envanterde yangın söndürme uçağı yoktu. Cumhurbaşkanı derseniz kendine uçak almakla meşgul olduğu için yangın söndürme uçağı almaya zaman bulamamıştı. Bu süreçte yalanların, çelişkili açıklamaların ve suçu başkalarına yıkmanın eşsiz örneklerine tanık olduk. Sonuçta on beş günden fazla süren yangınlarda 160 bin hektar orman yandı. Bu, 2008-2020 yılları arasında her yıl yanan ortalama alanın dört katı.

Yıllardır süren ve son günlerde Afganistan üzerinden yoğunlaşan düzensiz göçmen akışı ise en büyük sosyal problemimiz. ABD’nin Afganistan’ı terk etmesiyle birlikte orada ABD emrinde çalışan ve Taliban’ın hakimiyeti durumunda hain ilan edilecekleri kesin olan on binlerce genç erkek, İran sınırından Türkiye’ye giriyor. Yanlarında sırt çantası bile yok. Ama birilerine bakılırsa üç bin km. yolu yürüyerek gelmişler. Belli ki bunlar ABD, Türkiye ve İran üçgeninde belirli bir plana göre hareket ediyorlar.

Cumhurbaşkanı şöyle diyor: “Zayıf ülke olmadığımız için 4 milyon göçmen korumamız altında” Türkiye alırken mevcut imkanlarıyla alıyor, finansmanı iyi yönettiği için bunu başarıyor. Bundan sonra da yine finansı iyi yöneterek bu tür adımları atacağız.”

Finansı iyi yönetmek nasılmış? Hazine ve Maliye Bakanlığı Web sayfasından bakalım:

Türkiye Cumhuriyeti, millet Erdoğan’a tek adamlığı vermeden önceki ilk 95 yılında da borçlanmış. Borç almış, ödemiş; borç almış, ödemiş. 2018 hazirandaki borç bakiyesi toplamı, 969,9 milyar lira.

Başkanlık sonrası 3 yılda ise bu 95 yıldakinden daha fazla borçlanılmış. Bu miktar, net 1 trilyon 57 milyar lira.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Biz Büyük ülkeyiz, finansı iyi yöneterek bunları alacağız.” açıklaması bir yerlere selamdı aslında:” Siz yeter ki para verin, ben bunları Türkiye’de tutarım.” demişti. Zaten Başta Almanya, Avrupa Birliği ülkelerinin isteği de buydu. Bunu kaç kez açık açık ifade etmişlerdi.

“Paranın dini imanı yoktur.” özdeyişinin sadık takipçisinin paradan başka derdi olmayabilir. Ancak bazı şeyler vardır ki parayla ölçülemez.

Toplum göçmenler yüzünden kaygılıdır, gergindir. Üzerine geçim sıkıntısı, işsizlik de eklendiği için her an patlamaya hazırdır.

Daha önce de sıkça görülen, son olarak Ankara-Altındağ’da yaşanan olaylar, ne büyük bir tehlike altında olduğumuzun işaretidir. Olayı ırkçılıkla, faşizmle izah etmek, din kardeşliği masalıyla savunma oluşturmak kolaydır. Ancak unutmamak gerekir ki tek başınayken en masum, en iyi insan olan biri bile kitleyle birlikte hareket ettiğinde canavarlaşır.

“Sayın Cumhurbaşkanı, çok tehlikeli bir oyunun seyircisidir.” diyeceğim de seyirci olmadığı düşüncesindeyim. Bu tehlikeli oyunun oyuncularından biri olduğundan kaygılıyım.

“Türkiye yol geçen hanı değildir.” diyen Erdoğan, ülkemizin” Gel de kal hanı” olduğunu ifade etmektedir.

EN KALBİ SAYGILARIMLA…

MEHMET MAHMUT YILDIZ-ŞAHLANIŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANI

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb