31 Mart 2024. Sandık bir kez daha seçmenin önüne geldi.  Seçimin çok açık biçimde ili kazananı var. CHP ve Yeniden Refah Partisi. Kaybedense kuruluşundan beri ilk kez, CHP’nin gerisine düşen ve ikinci parti olan AKP. Seçim sonrası TV ve gazetelerde yorum yapan gazeteciler, her konuya maydanoz yorumcular, bu sonucu analiz edelim derken her zaman olduğu gibi saçmalıyorlar.

İktidar partisinin kaybetmesini o parti seçmeninin küserek sandığa gitmemesine bağlıyorlar. Bunların hemen tamamı, iktidara toz kondurmaya kıyamayan yağcılar takımıdır. Seçime katılma oranı düşük. Bunu anladık da sandığa gitmeyen seçmenin AK Partili olduğu alınlarında mı yazılı. Bir kısım yorumcular ve yazarlar bunun nedenini AK Parti Kadrolarına hakim olan kibir, gösteriş, israf ve kendini beğenmişliğe bağlıyorlar. Mantıklı görünen bir açıklama; ama AK Parti bu hale son 10 ayda gelmedi ki… Öncesinde de aynıydı. 1000 dolarlık eşarplar 10.000 dolarlık çizmeler, çantalar, 300-500 bin dolarlık saatler hep gündemdeydi. Erdoğan üç beş sarayı 10 ayda yaptırmadığı gibi 13 uçağı onlarca helikopteri, yüzlerce lüks makam aracını yeni almadı ki. Efendiler onlarca araçlık konvoylarla dolaşmaya son 10 ayda başlamadılar ki…

O zaman bu sonuç nasıl ortaya çıktı? İktidarın söyleyecek sözü kalmamıştı. Durmaksızın kendini tekrar etti. Başta Erdoğan tüm kadrolarıyla seçime müdahil oldu. Bunu yaparken devlet kaynaklarını sonuna kadar adaletsizce kullandı. Onlarca yandaş kanal yetmezmiş gibi devlet televizyonu CHP’ye sansür uygularken durmadan iktidar propagandası yaptı. Seçmen bu kirli, adaletsiz ve tek yönlü bombardımandan yoruldu. Bunu halk arasında anlatılan bir fıkrayla açıklamaya çalışayım. Damat adayı, kız evini sık sık ziyaret etmekte ve her gidişinde de tatlı götürmektedir. Kızın anne-babası damadı; “Damat Bey tatlı gel!” diye uyarırlar. Damat bey uyarıdaki mesajı alamaz. Bu kez daha fazla tatlı alarak sürdürür ziyareti. Anne-baba damadı çaresiz doğrudan uyarmak zorunda kalırlar.” Damat Bey seyrek seyrek gel ki tatlı gelmiş olasın!” derler. AKP milletin huzuruna durmaksızın ve üstelik aynı çeşit tatlıyla çıktı ki bıkkınlık verdi.

Sonucu etkileyen ikinci nedense ekonomik sıkıntının boyutlarının kırsalı da etkileyecek düzeye ulaşmasıdır. Ülkede orta sınıf tümüyle yok oldu. Kredi kartları patladı. İcra dosyalarının sayısı nüfusun yarısına ulaştı. Tüm dünyada düşen gıda fiyatları bizde %100’ü aşan oranda arttı. Çoğunluğun gıdaya ulaşımı iyice zorlaştı.

Bunlara ek olarak başta Ankara-İstanbul belediyeleri olmak üzere CHP tarafından yönetilen belediyelerin sosyal belediyecilik yapmak konusundaki başarıları da seçimin böyle sonuçlanmasına neden oldu.

Son sözü seçmen söyledi. Ancak onun söylemek istediğini yorumlarken saçmalamaya da gerek yok. Seçmen fazla derine girmeden kestirme yoldan düşünür ve uygular.

Bu seçim yerel seçim de olsa genel seçimler için de bir işarettir. Kazanan CHP, belediyelerdeki yönetim tarzı ile kendini ispatladığı oranda bir sonraki genel seçimlerde de başarılı olacaktır.

Kaybedenler için yapılacak şey de bellidir.  Önce yenilgiyi kabul etmek sonra da lafı dolandırmadan bunun nedenlerini anlamak ve çözüm aramaktır. AK Parti’de böyle bir tavrın belirtisi var mıdır? Yenilgide sorumlu arayan AK Parti ve onun kayıtsız- şartsız destekçilerinin gerçek sorumluyu bulma niyetleri var mıdır? Görünüşe göre hayır! Çünkü hemen hepsi içten içe yenilginin gerçek sorumlusunun kibir, süs, gösteriş ve israfta sınır tanımayan Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu bilmekte; ancak bunu söyleyememektedirler. Sorunun kaynağını bilen, buna rağmen ona laf söyleyemeyen kadrolarla yürünen yol selamete varamaz. Cemaat, imamın kusurunu görmeden onun ardında namaza devam ettikçe imama da kendini düzeltme ihtiyacı duymayacaktır.

İktidar partisi kadrolarının yapması gereken ilk iş, önce kendilerinin ardından da taklit ettikleri cumhurbaşkanının davranışlarını değiştirmektir. Bu da sanıldığı kadar kolay değildir. Parti sayesinde hayal bile edemedikleri nimetlere kavuşanların bunlardan kolayca vazgeçmeleri beklenemez. Erdoğan’sa yıllar önce “Benden değişmemi istiyorlar. Bu adam değişmez!” diyerek bu konudaki girişimlere kapısını kapamıştır.

Uzun sözün kısası, belediyelerde büyük üstünlük sağlayan CHP, fahiş hatalara imza atmadıkça AKP’nin geri dönüşü mümkün olmayacak ve siyaset tarihindeki defteri kapanacaktır.

MEHMET MAHMUT YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ YÜKSEK İSTİŞARE KURULU BAŞKANI