reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 4.03.2022 1364 Görüntüleme

EMPERYALİZM

Önceki yazımda Blok Zinciri hakkında biraz bilgi vermiştim. Bu yazımda da biraz güncel konuları ve ihtimallerden bahsetmek istiyorum. Kısaca NATO ve AB’ye üye olmaya kalkan Ukrayna, defalarca Rusya tarafından uyarılmasına rağmen kararlı olması kaçınılmaz savaşı getirdi. Her savaştaki gibi çok acı olaylar ve kayıplar yaşanıyor. Anlamadığım emperyalizme karşı olan pek çok siyasetçi Amerika ve AB den yana, Rusya’ya karşı açıklamalar yapıyor. Okyanus ötesinden askeri üs kurma hevesi olanlar mı, yoksa daha düne kadar kendi parçası olan topraklarda bu hevesi önlemeye çalışan Rusya mı emperyalist? İşin garibi elin adamı göstermelik komik miktarlarda basit silah yardımı yaptıklarını beyan ederken, ekonomik yaptırımlar yapmaya başladılar. Yani neredeyse tüm hayatını istihbarat kurumlarında çalışarak geçirmiş, milleti tarafından sevilen bir devlet başkanı tüm bu sonuçları düşünmeden, karşılığında ne yapacağını planlamadan savaşa kalkıştığını dillendiriyorlar. Hiç mümkün mü?

Rusya dünyanın büyük güçlerinden biri, üstelik 30 yıl öncesine kadar zaten komünizmle yönetiliyordu. Yani halkı azla yetinmeyi biliyor. Neymiş Rus bankalarına ambargo konmuş, oligarkların para ve mal varlığına el konacakmış filan filan. Yahu Rusya El Salvador gibi para birimimi Bitcoin ile eşleştiriyorum dese hatta yanına Çin’i de katsa, sizin Dolar’ınız Euro’nuz tuvalet kâğıdı ile aynı değere düşer. Devletinizi birliklerinizi bir arada tutamazsınız. Ya da Rusya alış verişi kestim dese demir perdeyi kapatsa diğer devletlerin ekonomisi çok ağır darbe alır. Tüm bunlar seçenek değilmiş gibi amanın nükleer tehdit var diye korku salınıyor. Yahu ne Nükleer Bombası artık ekonomik bombalar var üstelik engellenemez şekilde hızlı hızlı girmiş herkesin hayatına. Üstelik medeniyet diyerek rahata alışmış milletler artık azla yetinmeyi öğrenemez, psikolojik buhranların boyutlarını düşünemiyorum bile.

Neyse gelelim bizim ülkemize, geçtiğimiz yüzyılın başlarında işgali başaramamış devletler yaklaşık 80 senedir çeşitli propaganda yöntemleri ile bizim komşularımızla ilişkimizi en asgari düzeye indirmişler. Ruslar komünist ve dinsiz, İran öcü olmuş. Ortadoğu ve Yunanistan’dan hiç bahsetmiyorum. Okuma yazmayı yeni sökmüş milletimize süt tozu içirmişler. Medeniyet adı altında şehirlerde yaşamayı benimsetmişler. Neymiş kaloriferli evler olacakmış, telefon internet kullanmayan kalmayacakmış. Herkesin aylık düzenli ödemeleri olup paralı özel okullarda eğitileceklermiş. Sonra ekonomi diyerek imkânlar alabildiğine kısıtlanacak neredeyse karın tokluğuna çalışacakmışız. Sınır komşularınla ticaret yapmayacak, okyanus ötesine kölelik yapılacakmış. Bu yüzyılın başında gelinen durum budur, bu da bir çeşit işgaldir. Haliyle toplumsal değerlerimiz hiçe sayılarak ahlaksızlıklar aldı başını gitti.

Tüm bunlar emperyalistlerin en büyük düşmanlarının yanı başına askeri üsler kurmak, ekonomik olarak sömürmek olabilir mi?

Neyse ki, her şerde bir ayır vardır derler. Covid salgını oldu da biraz milletimiz anladı; karın doyurmak medeni rahatlıktan daha önemli. Domates salatalık bile 30 lira olunca, sebze yetiştirecek yer aradı. Yoğurtlar, salçalar, tarhanalar vs. evle yapılmaya başlandı. Köye dönmek hayali oluştu.

Ne güzel yazmış Mehmet Akif “ Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”

03 Mart 2022

Gökhan Taneri VURAL

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb