reklam
reklam reklam reklam
Ana Sayfa Yazarlar 4.12.2018 1492 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

Yüz İnanmış İnsan

Devlet Eski Bakanımız, Saygıdeğer İsmail Müftüoğlu Büyüğümüz her satırına imza atacağım çok kıymetli bir yazı kaleme almış. Sağolsun. Ben de sizlerle paylaşacağım. Tam da makalede ifade edilen değerler bütününe sahip, fedakarlık ve feragati kendine şiar edinmiş Şahlanış Hareketi, memleketin maddi ve manevi kalkınması, adalet, refah ve hürriyetin toplumun her kesimine yayılması için otuz yıla yakın süredir siyasi mücadele veriyor. Toplumsal ayrışma ve kutuplaşmanın ağır yaralarını sarmak için değişim şart. En köklü ve büyük değişim siyasi kadro, lider ve programlarda olmalıdır. Ahlak, Adalet ve Hürriyet temelli yeni siyasi anlayış işlerlik kazanmalıdır…

SEV Kİ SEVİLESİN

İsmail MÜFTÜOĞLU

​“Kahramanlar sahneden çekilince, onların yerini soytarılar alır” (Heinrich)

Ülkemizin selameti için; çalmayan, çaldırmayan ama çalanları ve çaldıranları topluma ilan edebilecek, milletin kurtuluşu için de sömürmeyen, sömürtmeyen, ancak sömürenleri tanıtmak cesaretine sahip, Elif gibi dik duracak 100 insana ihtiyaç vardır.

​Zira bugüne kadar ülkemizi idare edenlerin birçoğu Allah dediler, ülkeyi soydular, soydurdular. Peygamber dediler, milletin hakkı olanı Allah’tan utanmadan ceplerine indirdiler. Din dediler, dini yozlaştırdılar. İşte bunlara ‘yeter artık’ diyebilecek, Elif gibi dik durabilecek, 100 cesaretli insana ihtiyaç vardır.

​Bu gibiler adalet dediler ama milleti ötekileştirdiler. Adaleti siyasallaştırdılar. İşte bu gidişe dur diyebilecek, söz milletindir diyebilecek, haksızlıklara da hayır diyebilecek, Elif gibi dik durabilecek 100 vatansever insana ihtiyaç vardır.

​​Bu gibiler işçiyi açlığa, küçük esnafı dilenciliğe mahkûm ettiler. Bunlara verilmesi gereken imkânları kendi yalamalarına tevdi ettiler. Bütün bunları millete açıklayacak ve Elif gibi dik duracak, 100 haksever insana ihtiyaç vardır.

​Bu gibiler eşitlik dediler ama milleti aldattılar. Zira taraftarlarına imtiyaz tanıdılar, her imkânı onların kullanmasına yol açtılar. Gerçek hak sahiplerini de susturmak için baskı yaptılar, korkuttular. Bunların bu rezilliklerini haykıracak ve Elif gibi dik duracak, 100 yürekli insana ihtiyaç vardır.

​Bazı nevzuhur siyasetçiler ve yöneticiler, simitçinin, ayakkabı boyacısının, hamalın, amelenin bir başka ifadeyle garip-gurebanın yüzünü güldüreceklerini söylediler ama tam aksini yaptılar. Zira ekonomik zamlarla onları bunalttılar, bir lokma ekmeğe muhtaç hale getirdiler ama yandaşlarını, partidaşlarını milyarder yaptılar.

​​Bu gibiler anayasal ölçüler içinde, caddelerde hak arayanları coplattılar, yazar-çizeri tehditlerle susturdular, susmayanları da bir bahane ile cezaevlerine doldurdular.

​Bu gibiler söz verdikleri halde zanaatkârların, sanat erbabının elinden tutmadılar ama kendi şirketlerine her türlü imkanı akıtmaktan geri durmadılar, tröstleştiler, irileştiler, doyumsuz oldular. Rızaları hilafına söylemde bulunan ve yandaş olmayan şirketleri batırdılar veya ticaret sahnesinden uzaklaştırdılar.

​Milletimizi doğulu-batılı, kuzeyli-güneyli diyerek bölgelere ayırdılar. Böylece milletin bekasını tehlikeye soktular. Birlik ve beraberlikten bahsedenlere, bir nevi aba altından sopa göstererek, susturmaya çalıştılar.

​Bu gibiler zürrayı perişanlığa, besiciyi yokluğa iterken, üretimden mahrum bırakırken, ithalata yüklendiler. Böylece milletin iliklerine kadar soyulmasına kapı açtılar. Yaylaları, meraları davarsız ve insansız bıraktılar. İnsanları hâşâ sürü haline getirerek, idare etmeye kalkıştılar ama onlar milletin başına bey oldular, ağa oldular.

​Bu gibiler naehil insanları makam sahibi yaptılar, böylece ülkenin yönetimini perişan ettiler. İnançları yozlaştırdılar, etik ve estetik değerleri ortadan kaldırdılar, yeni modalar ihdas ederek, milletin örf ve adet değerlerini alt-üst ettiler.

​İşte tüm bu haksızlıkları anlatacak ve Elif gibi dik duracak 100 milletsever insana ihtiyacımız vardır. Zira simitçisi, boyacısı, çaycısı, fakiri, zengini, çöpçüsü, tüccarı, namaz kılanı-kılmayanı, hacca gideni, gitmeyeni, başı açık olanı, kapalı olanı, dilencisi, içkicisi, imamı, müezzini, şarkıcısı, türkücüsü, şairi, ozanı, Türkü, Kürdü, Sünni’si, Alevi’si, Şafi’si, Hambeli’si, Laz’ı, Arnavut’u, Çerkez’i, Abaza’sı, aç kalanı, tok olanı, komisi, valesi, yamağı, ustası, hemşiresi, doktoru, hâkimi, mübaşiri, askeri, subayı, bakanı, bakmayanı, fakiri, fukarası, simitçisi, kebapçısı, balıkçısı, kasabı, terzisi, berberi vs milletin tamamı adilane kucaklanmadan, milleti selamete ulaştırmak zordur. Tüm dertlerden kurtulmak için, bir tarağın dişleri gibi aynı hizaya gelmeli ve birbirimizi tamamlamalıyız. Çünkü; “Biz açlık ve yoksulluk varken altın ve gümüş biriktirmeyi, kamu imkanlarıyla servet yapmayı, akraba ve yandaşlara haksız kazanç sağlamayı ahlak dışı görüyoruz.”

​Onun için kusur arayan değil, dertlere deva olan, problem üreten değil, çözüm yollarını gösteren, milleti aldatan değil, aldatmayan olmalıyız. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, kucaklama cesaretini göstermeliyiz. İdeolojilere teslim olan değil, millet ve memleket sevgisi ile birliğimizi sağlamalıyız.

​Onun için önce bu meseleleri çözmeye niyetli, becerikli, muhtevalı, aklıselim, muhteris olmayan, Elif gibi dik duracak 100 inanmış insan aramaktayız. Aranılan 100 insanı bulunca da, arkadan Anadolu’ya yayılarak, doğruları ama sadece doğruları millete anlatmalıyız.

​Çünkü Allah, bizleri düşman değil, şucu-bucu değil, kardeş olarak yarattı. Onun için sev ki sevilesin.

Selam doğru yola uyanlara olsun

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb