reklam
Ana Sayfa Yazarlar 15.02.2018 1554 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

ALLAH’A HAVALE METODU

Son yıllarda tepeden tırnağa tüm vatandaşlarımızın kullandığı bir metot var: “Allah’a havale etmek…” Meseleleri kökten çözmese de insanı gündelik olarak rahatlatmakta müthiş işe yaradığı tartışılmaz.

Nedir bizi bu yöntemi kullanmaya iten duygu peki?

Güçsüzlük elbette. Meseleleri çözecek ilim, irfan, kararlılık ve güce sahip değilseniz; kendi göbeğinizi kendiniz kesemiyorsanız, işi Allah’a havale edersiniz olur biter (mi)?

Elbette bitmez. Çünkü yüce yaratıcımız da insanları yaratmış, onları akıl-fikir-lisan gibi diğer mahlukatta eksik olan pek çok üstünlük vermiş; sonra da “Eşref-i mahlukat” sıfatıyla dünyaya havale etmiş: “Gidin şu sınav alanında biraz çalışın, didinin, önce yüreğinizde; sonra çevrenizde, ülkenizde; en sonunda da dünyada cenneti kurun ve tekrar bana dönün. Unutmayın, döndüğünüzde dünyada ürettiklerinizle hesaba çekeceğim sizi.”

Orayı cennete çevirmek üzere dünyaya havale edilen insanoğlunun duvara toslayınca, dünyayı yaşanmaz hale getirince, utanmak yerine; ellerini Allah’a açıp da kendi aciziyetinin sonuçlarını ona havale etmesi ne büyük bir gaflettir.

İnsanların HAKK katındaki değerleri bizim yetki alanımızın dışındadır. Bazı hadsizler gibi oraya da burnumuzu sokarak insanları cennetlik-cehennemlik diye tasnif edecek kadar densiz değiliz.

Ancak insanların dünyevi işlerinden doğan mesuliyetlerinin bu dünyada değerlendirilmesinin hem ilahi iradenin buyruğu, hem de iradeli insan olmanın gereği olduğuna inanırız.

Bazı hareketler vardır ki din indinde günahtır. Bunların cezasının dünyevi olmadığı, ahiret gününde ilahi makamda sorulacağı belirtilmiştir. Ancak bir de din indinde, günah olmasından da öte, açıkça suç olduğu belirtilen ve cezasının bu dünyada değişik biçimlerde verilmesi buyurulan hükümler vardır. Kullar, bunların hesabını yaşarken sormak; bu suçların sorumluları da cezalarını buradayken çekmek zorundadırlar.

Eti budu belli olan garip kulların elinde, seçim sandığı dışında güçlülere hesap soracak bir silahları yoktur. Dolayısıyla onlar ellerinden bir şey gelmeyince canlarını yakanları Allah’a havale edebilirler. Bu açıdan mazurdurlar. Ancak ülkemizi 16 yıldır yönetenlerin aynı metodu kullanmaları kabul edilemez.

Son yıllarda sıkça kullanılan metotlardan biri de af dilemek, tövbe etmek. Kişi hataları, günahları, hatta suçları için Allahtan af diler, bunlardan ötürü tövbe eder. Kabul edilip edilmemesi yetki sahamızda değil. Bir suçun mağduru da onun failini dilerse affeder. Bu da onun bileceği iş. Ancak günahkârın, suçlunun, tüm millet karşı işlediği fiillerden sonra televizyona çıkıp da; ” Aziz milletim beni affetsin…!” diyerek bu işten sıyırması mümkün değildir.

Pek çok örnek var ama tek örnek üzerinden gideceğim.

Türkiye, bugün bizim de yanında olduğumuz, ZEYTİN DALI operasyonuna hangi yollardan geçerek geldi? Bu yolun taşlarını kim, ne zaman, nasıl döşedi? Bunların hepsi, inkar edilemez kayıt ve kanıtlarla ortadadır.

Milli birlik ve beraberliğe gerçekten ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde; memleketi bu noktaya getirenlerin; “ Biz nerde yanlış yaptık?” diye kendilerini sorguya çekmeleri gerekir. Bunu yapacak yerde durmadan ona buna parmak sallamak, bağırmak-çağırmak; “Kaşının üstünde karan var.” diyene, hatalarını içtenlikle dile getiren herkese terörist damgası vurmak; asıl suçluların, suçlarını gizleme çabasından başka bir şey değildir.

ŞAHLANIŞ HAREKETİ, hiçbir suçu, suçluyu Allah’a havale etmek kolaycılığında değildir. Ayrıca vatana millet karşı işlenen suçların hesabının da ruz-i mahşerde değil; ilgilileri sağken; bu dünyadaki mahkemeler huzurunda, adil biçimde sorulması gerektiği düşüncesindedir.

En kalbi saygılarımızla…

MEHMET MAHMUT YILDIZ-ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb