reklam reklam reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 1.08.2021 1705 Görüntüleme

ENSAR-MUHACİR, BU İŞİN SONU FELAKETTİR

Önceleri “Büyük Ortadoğu Projesi”, daha sonra “Genişletilmiş Kuzey Afrika ve Ortadoğu Projesi” olarak ifade edilen ve kısa tanımıyla BOP olarak bilinen proje ABD’nin Irak’a girmesiyle uygulamaya konulmuş, yalnızca yaşadığımız bölgenin değil, tüm dünyanın altını üstüne getirmiştir.

Bu planın Türkiye’ye yansımaları çok ağır oldu. Irak ve Suriye’de yaşananlardan sonra sınırlarımız kevgire döndü ve 5 milyon Suriyeli sığınmacı az gelmiş olmalı ki şimdide her gün binlere Afgan, İran sınırından elini kolunu sallayarak ülkemize geliyor. Resmi rakamlar farklı olmakla birlikte konuyla ilgilenenlerin ifadesine göre sekiz milyon mültecinin varlığından bahsediliyor. Afganistan’dan çıkıp, İran üzerinden Türkiye’ye binlerce km yol yürümüşe hiç benzemeyen, hepsi de son derece dinç, sağlıklı ve erkek Afganların gelişinin ABD tarafından organize edildiği söyleniyor. Kameralara yansıyan görüntülerde bu çok açık belli oluyor.

İktidar önceleri işi dini açıdan Ensar-muhacir benzetmesiyle yumuşatarak, vatandaşın inancı üzerinden meşruiyet kazandırmaya çalıştı. Ama gelenler beş milyon olunca, Ensar muhabbeti tüm anlamını yitirdi. Acırken acınacak duruma düştük.

Suriyeli geçici sığınmacılar için harcanan milyarca lira, yaşanan ekonomik krizi körükledi. Pandemi sürecinde kısıtlamalar nedeniyle esnaf iyice sıkıntıya düştü. İşsizlik arttı, kiralar, borçlar, çekler, senetler ödenemez oldu. Piyasalar kan ağlarken, evlerde tencerelerde dert kaynıyor.

Resmen demografik yapımız değiştiriliyor…

Küresel güçlerin yıllardır uğraştığı Türksüz Türkiye oluşturma çabası mülteciler vasıtasıyla hayata geçiriliyor. Türkiye’mizin sığınmacılar yoluyla sessiz işgaline karşı her Türk Vatandaşının bu konuda çok dikkatli olarak geleceğine sahip çıkması gerekir.

Avrupa ülkelerinin sınırlarında aldığı sıkı tedbirlerle ülkelerine sokmadığı ama, göçmen kampı haline gelmiş olan Türkiye’mizde bu insanlar ucuz iş gücü diye pazarlanıyor. Buna ülkenin geleceği adına endişeyle karşı çıkanları faşist, ırkçı vs. ilan edebiliyorlar.

Ortadoğu’nun sınırının artık Yunanistan’a taşındığı konuşuluyor. Yakın gelecekte ülkemizin Kandahar’a, İdlib’e dönüşmesinin çok büyük bir kaosun ve iç savaşın içine düşme ihtimali tartışılıyor. İç barış açısından sorunu (PKK meselesi) olan ülkemizin beş milyon Suriyelinin yanı sıra üç milyon Afgan’ın da dahil olmasıyla gelecekte ciddi bir beka sorunumuzun olacağı öngörülüyor.

YENİ BİR TEHDİT

Açık kapı politikamızı sebep olduğu kontrolsüz sığınmacı-mülteci göçü beraberinde PKK/PYD gibi etnik bölücü ve IŞİD, EL-KADİDE, TALİBAN ve benzeri radikal İslami teröristlerin de ülkemize sızmasına zemin oluşturmaktadır. Milyonlarca insan kontrolsüz bir şekilde akın akın Türkiye’ye geliyor. Bir yayında gördüğüm uluslararası göç istatistiğine göre Türkiye barındırdığı 6.675.432 sığınmacı/mülteci sayısıyla dünyada birinci durumda. Bizden sonra bir milyon yedi yüz altmış beş Kolombiya ve bir milyon dört yüz yirmi beş mevcutla Pakistan var. Avrupa ülkeleri sıralamaya bile girememiş. ABD Meksikalılar gelmesin diye sınırına boydan boya duvar ördü…

Yoksul ve dar gelirli milyonlarca insanımız pandemi ve ekonomik kriz sebebiyle sıkıntı içindeyken, ülkemizin kaynaklarını yok yere heba etmenin ne anlamı var. Başta Yunanistan olmak üzere Avrupa ülkeleri bu insanları kabul etmezken bize kabul edemeyeceğimiz şartları öne sürüp 8-10 milyonluk yabancıyı burada barındırmaya bizi zorlayamaz.

Küresel güçler Türk milletini hedef almış, kendi vatanımızda Türksüz bir Türkiye inşa etme amacındalar.  Afganlar “Önce Kabil Konsolosluğu’muza başvuruyorlar. Sonra ABD araçlarıyla İran’a ve İranlılar tarafından Türkiye’ye sokuluyorlar. Geleceklerinden hükümetin haberi var. Tüm organizasyonu ABD yapıyor”(1)

Güvenlik Güçlerimiz, Suriye’den sığınmacılar arasında sızan IŞİD yanlılarının sansasyonel eylemlere girişeceği istihbaratını aldıkları ve sık sık operasyonlarla etkisiz hale getirdiği basına yansımakta. Orta Asya ülkelerinden gelen teröristlerin geçtiğimiz yıllarda İstanbul’da Reina adlı kulübe yılbaşı gecesi yapılan saldırıda ölenler hafızamızda.

Lütfen bu soruna dur diyelim artık. Farkında mıyız bilmiyorum ama, bu iş kendi geleceğimizi tehdit etmeye başladı…

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk. V.

K A  Y N A  K………:

(1)    Can PULAK, Afgan Göçü

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb