Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 16.11.2025 949 Görüntüleme
Muharrem Kaynak

Muharrem Kaynak

İNSAN ve İNSANLIK SEVGİSİ SEVMEK

Ulu Önderimiz; Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ALTI ana ilkesi olan Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve İnkılapçılık ‘dan başka, ON adet de Bütünleyici İlkesi vardır. Bütünleyici İlkeler;

1.Tam Bağımsızlık, 2.Milli Egemenlik, 3.Milli Birlik ve Beraberlik, 4.Bilimcilik, 5.Barışçılık, 6.Çağdaşlık, 7. İlericilik, 8.Hürriyetçilik, 9.Gerçekçilik, 10. İnsan ve İnsanlık Sevgisidir.

Atatürk’ün Ana İlkelerinin olduğu gibi, Bütünleyici İlkelerinin de her birisinin değeri; açıklama lüzumu bile hissedilmeden halkımız tarafından kolayca anlaşılmakta ve kabul görmektedir. İşte bu ilkelerden birisi de İNSAN ve İNSANLIK SEVGİSİ’dir.

Konumuz, İnsan ve İnsanlık Sevgisindeki SEVMEK fiilinin gücü ve ihtiva ettiği güzelliklerdir. Bu güzellikleri sizlere sunmak ve ifade edebilmek, iyi bir belagat sahibi olmayı gerektiriyor.

La-Edri der ki; Sevginin her tür ve şekli insana bir şiir yazdıracak kadar güzeldir./Ruhun şarkı söylerse, hayat seni mutlaka dansa kaldırır./Sen dans etmeye devam et, ruhun illaki şarkı söyler. Kime ait olduğu belli olmayan nazım veya şiir dizelerinde bile sevginin güzelliğinden dem vurulur.

Sevmek fiilinin insanların duygu, düşünce ve davranışlarına yansıması ile ilgili hepimizin bildiği çok güzel örnekler vardır. Bu güzellikler genellikle kin ve nefretten uzak, sevgi, saygı, aşk ve vefa gibi değişik şekillerde ifade edilir. Biz bu eylem ve davranışları günlük hayatımızda görür ve yaşarız.

Sarmak, sarılmak, bağrımıza basmak, kucak açmak, kucaklamak, kucaklaşmak, saygı duymak, selamlamak, kıskanmak, koynunda saklamak, öpmek ve koklamak, karşılamak, ağırlamak, affetmek, takdir ve teşekkür etmek ve vedalaşmak… vb. Tüm bu eylem ve davranışlar severek ve isteyerek yapılan sevgi ve saygı tezahürleridir. Keza kişinin çevresindekilere güler yüzle ve tebessümle bakması, insan ve insanlık sevgisinin çok açık bir tezahürüdür.

Buna rağmen, kişinin çevresindekilere gülmeyen bir yüz, asık bir surat ve nefret ile bakması, sevgisizliğin ve sevimsizliğin belirtisidir. Bu tür bir davranış iticidir, insan ve insanlık sevgisinden uzak kişilerin sergileyebileceği bir davranış biçimidir ve toplum içerisinde hiç kabul görmez.

Sevgi ifadesi olan davranışlar yeri ve zamanı geldiğinde sevilene, sevilip beğenilene, sevgiliye, saygı duyulana ve aşık olunan kişinin bizzat kendisine gösterilen davranışlardır veya ona hitaben söylenen ve yazılan iç açıcı güzel sözlerdir. Genellikle de şiir olarak dile getirilir.

İnsanın hayran olduğu, özlediği, birlikte olmayı, görmeyi ve seyredip-dinlemeyi arzu ettiği kişiler de vardır ve olabilir. Onların da yolu gözlenir ve onlara hasret kalınır, onlar özlemle beklenir, kavuşma günü iple çekilir, o güne kadar zor da olsa sabredilir.

Sayılan ve sıralanan bu insani duygular “insana şiir yazdırıyor ve şiiri sevdiriyor.” Hayatın tozpembe olmasını ve öyle görünmesini sağlıyor. İşte o zaman, insana öyle bir ilham geliyor ki, mısralar sıralanıp gidiyor. Genellikle sıralanan bu mısralar sevgilinin huzurunda “Diz Çöken Mısralar” oluyor.

O mısralar hangi duyguları nasıl anlatır, anlattıkları nasıl ifade edilir ve neye benzer bilir misiniz? Milli bayramlarımızda, bayrak ve sancak devir teslim törenlerinde, selamlama yapanların ve huzurda bulunanların, teslim alan ve teslim edenlerin, öperek teslim alıp-vermeleri esnasındaki duygulanmaları gibidir.

Kutsal değerlere saygı ve hürmet, Anıtkabir’de Aziz ATATÜRK’ün manevi huzurunda tazimle eğilmek ve saygı duruşunda bulunmak gibidir. İstiklal Marşımız çalınıp söylenirken, Bayrağımız göndere çekilip indirilirken boğazımızın düğümlendiği anlarda gözlerimizin yaşlanması gibidir.

Vatan sevgisi de böyledir, her insan vatanını sever ve sevmelidir. Ünlü yarımız Nurullah Ataç’ın dediği gibi peder ailesini, evlat validesini ne türlü bir hissiyat ile severse insan da vatanını öyle sever.

Asker ocağındaki yemin törenlerinde bir eli silahında, bir eli arkadaşının belinde ant içerek; İcabında Vatan, Cumhuriyet ve Vazife uğrunda “Seve Seve” hayatımı feda eyleyeceğime diye yemin ettiğimiz günü ve törenle ant içen Kahraman Mehmetçiklerimizi düşünelim ve o anı yaşayalım. Türk Milletinin her bir ferdi Vatan, Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi ile yoğrulmuş, Atatürk gibi İnsan ve İnsanlık Sevgisini benimsemiş ve özümsemiş kişilerdir. Hepimiz İlim, Bilim ve Fenne inanan, modern çağın ve teknik gelişmelerin gerisinde kalmak istemeyen, Atatürk İlke ve İnkılaplarını benimsemiş ve rehber edinmiş kişileriz.

Saygıdeğer okuyucularım; sizin de ayaklarımızın yerden kesildiği ve bacaklarınızın titrediği, kalbinizin çok hızlı attığı ve aniden gözlerinizin parladığı, boğazınızın düğümlendiği, yüzünüzün güldüğü, çok mutlu olduğunuz an ve zamanlar mutlaka olmuştur. O’ mutlu an ve zamanları aynı güzel duygularla… Tekrar yaşamak hepimize nasip ve kısmet olur inşallah.

İçinizdeki sevgi, saygı, aşk, muhabbet ve merhamet ile vefa duyguları hiç eksik olmasın. Her zaman çevrenize ve sevdiklerinize gülerek ve sevgi ile bakın ve yaklaşın. Eğer mümkünse, sevdiklerinize meramınızı şiirle anlatın.

…ve derim ki; sosyal yaşamımızda yakınımızdaki eş, dost ve arkadaşlarımızı, hısım ve akrabalarımızı, tüm sevdiklerimizi, çalışanlarımız ile komşularımızı sevelim. Onlar için geldi, gelmedi, verdi-vermedi, selamımı aldı-almadı, hata yaptı ama benden özür dilemedi… falan demeyelim.

Arkadaş dediğin hatası ve kusuru ile kabul edilir ve sevilir düsturu ile birbirimize yaklaşalım. Dostluk ve arkadaşlıktan da ziyade, insan olmak ve insanlık sevgisi bunu gerektirir.

Sevdikleriniz ile birlikte sağlık ve sıhhat içinde nice güzel günler ve yıllar diliyorum. Sağlıcakla kalın.

Muharrem KAYNAK

15 KASIM 2025

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb