DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
İSTANBUL
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
TOPRAĞIMIZA, MADENİMİZE SAHİP ÇIKALIM
Dünya artık yalnızca enerji kaynakları ya da askeri güçle değil, teknolojik üstünlükle yönlendirilen bir çağın içindedir. Bu teknolojik gücün temelinde ise “Nadir Toprak Elementleri” (NTE) adı verilen, sayıca az ama stratejik değeri çok büyük olan madenler yatmaktadır.
Cep telefonlarından elektrikli araçlara, füze sistemlerinden yapay zekâ teknolojilerine kadar uzanan geniş bir yelpazede bu elementler kullanılmaktadır. Yani geleceğin sanayisi, savunması ve teknolojisi bu kaynaklara dayanmaktadır.
Türkiye, jeolojik zenginliği sayesinde bu kaynaklara sahip ender ülkelerden biridir. Ancak son yıllarda bu zenginliğin yabancı devletlerin ve küresel şirketlerin kontrolüne geçmesi yönünde atılan adımlar, ülkemizin geleceği açısından büyük endişe uyandırmaktadır.
Bu mesele yalnızca ekonomik bir konu değil, egemenlik ve bağımsızlık meselesidir. Çünkü topraklarımızdaki stratejik madenlerin işletme hakkının yabancılara verilmesi; sanayimizi, üretimimizi ve geleceğimizi başkalarının eline bırakmak demektir.
Bugün dünya siyasetini yöneten küresel güçlerin en büyük silahı, kaynak kontrolüdür. Petrolüyle Ortadoğu’yu, gazıyla Orta Asya’yı, nadir elementleriyle Afrika’yı yönlendiren bu güçler, şimdi aynı planı Anadolu topraklarında uygulamak istemektedir. Bu planın arkasında sadece ekonomik çıkarlar değil; Siyonist küresel düzenin milletleri bağımlı hale getirme stratejisi vardır.
Unutulmamalıdır ki;
Bir ülke, toprağının altını başkasına teslim ettiğinde, geleceğini ipotek altına sokar.
Toprağın altındaki hazine, milletin namusudur.
Bizim için mesele açıktır:
Bu topraklar, bu madenler aziz milletimizin can damarlarıdır.
Bunlara sahip çıkmak, sadece bir ekonomik tercih değil; milli bir görevdir.
Şahlanış Partisi olarak biz, “Milli Maden – Milli Teknoloji – Milli Gelecek” anlayışını savunuyoruz. Türkiye’nin zenginlikleri Türk milletine aittir. Her karış toprağımız, her damla enerjimiz, her zerre kaynağımız milletimizin emanetidir.
Bugün susarsak, yarın çocuklarımız kendi toprağında yabancı olur.
O yüzden bir kez daha sesleniyoruz:
Toprağımıza, madenimize, geleceğimize sahip çıkalım!
Türkiye, kendi zenginlikleriyle kendi kaderini yazmalıdır.
Ve bu sözler, sadece bugünün değil, yarının da şahidi olarak tarihe düşülen bir nottur.
Mehmet Mahmut Yıldız Şahlanış Partisi Kurucu Genel Başkanı
Yorumlar
Benzer Yazılar
-
ŞAHLANIŞ FİKRİYATI: SİYASETİN KİRLENEN ZEMİNİNDE DEĞER MERKEZLİ BİR DİRİLİŞ ARAYIŞI
-
Kenevir ve Haşhaş Üretiminin Stratejik Önemi ve Siyasi Körlük
-
PAYDAMIZ AYNI, PAYIMIZ DA AYNI OLSUN
-
Gölgesi Büyük Olanların Devrinden, Özü Büyük Olanların Devrine
-
Eğitimde İki Temel Ayak: Evrensel Ufuk ve Milli Kimlik
-
Köylünün Kadim Hakkı ile Bürokratik Yanılgı Arasındaki Sessiz Savaş
-
NAİM
-
SİYASETİN GÜRÜLTÜSÜ ARASINDA KAYBOLAN HAKİKAT
-
İNSAN ve İNSANLIK SEVGİSİ SEVMEK
-
Misilleme Zihniyeti Devletleri Yıkar, Hoşgörü Zihniyeti Milletleri İnşa Eder
-
VAHŞİ BATI’nın BOSNA’da İNSAN AVI
-
GÜNLERDEN 10 KASIM 2025 ve SAAT DOKUZU BEŞ GEÇİYOR