Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 25.07.2025 853 Görüntüleme

Batı Trakya Türkleri’nin Lideri Sadık Ahmet (1947 – 1995)

Yaşamı boyunca hiçbir zaman eline silah almayan, şiddeti övmeyen, terör örgütleriyle iş birliği ve bölücülük yapmayan, terörist başı bebek katiline “sayın” demeyen bir siyaset adamıydı. Federasyondan falan bahsetmiyordu.  Yabancı gizli servislerle iş birliği yapıp ülkesini parçalamaya uğraşmıyordu. Vatandaşı olduğu Yunan Devletinin anayasasına ve kanunlarına hep saygılı oldu. Sadece AB üyesi Yunan Devletinden toplumun hak ve hukukuna, imza attıkları anlaşmalara saygı göstermelerini istiyordu.

7 Ocak 1947 yılında, Yunanistan Gümülcine vilayetinin Küçük Sirkeli köyünde dünyaya gelen BATI TRAKYA TÜRKLERİ’NİN merhum lideri Dr. SADIK AHMET, hiçbir zorluktan çekinmeyen fedakar ve mücadeleci bir dava adamıydı.

İlköğrenimini kendi köyünde, orta ve lise öğrenimini Gümülcine’deki Celal Bayar Lisesinde tamamladı.

1966-67 yılında önce Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine bir yıl sonra da Selanik Üniversitesi Tıp fakültesine giren Sadık Ahmet, 1974 yılında bu fakülteden hekim olarak mezun oldu. Üniversiteden sonra Piyade Eri olarak Yunan Ordusunda 34 ay askerlik yaptı.

Hemen ardından da Orta Yunanistan’da bir yıl mecburi hekimlik hizmetinde bulunarak, 1978 yılında Batı Trakya’ya döndü. Batı Trakya’ya gelişiyle, bir yandan cerrahi ihtisasını yaparken diğer yandan da toplumun sorunları ile yakından ilgilenmeye başladı.

Dr. Sadık Ahmet, 1985 yılında Batı Trakya Türklerinin Sorunlarını duyurmak için Batı Trakya çapında bir imza kampanyası başlattı. Amacı;

(1)   Yunan Anayasası,

(2)   Uluslararası insan hakları sözleşmesi,

(3)   3 Şubat 1830 Londra Protokolü

(4)   24 Mayıs 1881 İstanbul Antlaşması (8.maddesinde Yunanistan’da yaşayan Müslümanların hukuki özerkliğini tanıyan bir ifade bulunmaktadır)

(5)   14 Kasım 1913 Yunanistan’la yapılan Atina Antlaşmasıyla Türklerin hakları güvence altına alındı

(6)   10 Ağustos 1920 YUNAN SEVRİ denilen anlaşma ile Yunanistan’da yaşayan bütün Müslüman-Türk cemaatinin hakları korunma altına alınmıştı.

(7)   24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşmasıyla “Azınlıkların Himayesi” başlığıyla koruma altına alınmış alınarak Batı Trakya’da Yunan idaresinde yaşamaya bırakılan Türk cemaatinin tüm haklarının garanti altına alınmasına rağmen Yunan Hükümetlerince engellenen haklarının verilmesi için yaşanan sorunları dünya kamuoyuna duyurmaktı.

Yaklaşık 15.000 imza topladığı bir sırada (8 Ağustos 1986) tarihinde tutuklandı.

25 Eylül 1987 tarihinde tek başına Selanik’e giderek, orada toplantı halinde bulunan Demokrasi İnsan Hakları üyelerine toplum sorunlarını ileten bir broşür dağıttı.

1988 yılında kampanyasından ötürü 30 ay hapis cezasına çarptırıldı.

18 Haziran 1989 seçimleri öncesinde milletvekilliği adaylığı iptal edildi.

26 Ocak 1990 tarihinde Batı Trakya Türkleri’ne “TÜRK” diye hitap ettiği için hapis cezasına çarptırıldı ve Selanik Dudullu hapishanesine gönderildi. İki ay hapis yattıktan sonra, hapis cezası paraya çevrildi ve serbest bırakıldı.

8 Nisan 1990 milletvekili seçimlerinde aday oldu ve ikinci kez bağımsız milletvekili seçildi.

13 Eylül 1991’de Batı Trakya Türklerinin ilk siyasal partisi olan Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisini (DEB) kurdu. 1993 genel seçimlerinde Yunanistan’ın getirdiği kasıtlı seçim barajı dolayısıyla parlamentoya giremedi.

Batı Trakya Türkleri’nin haklarını dünya platformunda ararken bir yandan da Batı Trakya Türkleri’ni iktisaden kalkındırma projeleri üzerinde çalıştı.

Hiçbir zorluktan çekinmeyen, fedakâr ve mücadeleci dava adamı, Batı Trakya Türk Toplumunun lideri Sadık Ahmet ne acıdır ki Batı Trakya Türk azınlığının haklarının imza altına alındığı Lozan barış antlaşmasının yıldönümü olan 24 Temmuz 1995 günü şüpheli bir trafik kazasında hayata veda etti.

Batı Trakya’da uygulanan Yunan baskılarına karşı direnmenin en iyi yolunun bu bölgede yaşayan Türklere ekonomik desteğin verilmesi ve bunların kendi ayakları üzerinde durabilmelerinin sağlanmasının gerektiğini savunmuştur. Batı Trakya Türkü’nün davasını uluslararası platformlarda en iyi temsil eden bir siyaset adamı ve liderdi. İnandıklarını yüksek sesle söylemiş, Türk azınlığın bölünmüşlüğünü ortadan kaldırmanın tek yolunun birlikten geçtiğini savunmuş ve başarılı olmuştur. Yunan hükümetlerinin izlediği “Türk kimliğini inkâr” ve “baskı politikaları” Batı Trakya Türkleri üzerinde ters etki yaparak, Sadık Ahmet gibi bir liderin etrafında toplanmalarına yol açmıştır.

Vefatının yıldönümünde kendisini rahmet ve minnetle anıyorum. Aziz hatırasının hepimizin kalbinde daima yaşayacağına inancıyla, ailesine, Batı Trakya TÜRKLERİNE ve TÜRK Milletine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun…

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Başkanı

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb