İstiklal Caddesin’de bir “Çiçek Pasajı” var

“Çiçek Pasajı”, birde çalışmayan bir saat

Yıllardır duruyor ön duvarında o’ saat

Saat durmuş olsada zaman akıp gidiyor

Dostlar, en güzel anılar mazide kalıyor

Yiyip, içmesini ve eğlenmesini bilen

Coşunca şarkılar söyleyen, güzel insanlar

Hiç yalnız değildir onlar, burda buluşurlar

Onlar ya işten çıkmıştır ya da yorgundurlar

Hasret giderirler, sarılır ve koklaşırlar

Hep dertleri değil, sevgiyi de paylaşırlar

Akadaşlar, arkadaş canlısı tüm bu gruplar

Burda hep beraber oturur, alem yaparlar

Buluşurlar, yerler, içerler, sohbet ederler

Oy! Çiçek Pasajı’nda muhabbet çok koyudur

Masa masa dolaşarak çalar kemancılar …

Akşam oldu hüzünlendim ben yine diyenler

Beyoğlu’nda gezersin türküsü söyleyenler

Adalar’dan bir yar gelir bizlere diyenler …

Hep beraber koro halinde şarkı söylerler

Oy! Çiçek Pasajı’nda muhabbet çok koyudur

Özel konular bile yan masadan duyulur

Gençlikte yaşanmış, yaşanamamış olaylar

Çıkınca ve eve varınca yapılacaklar

Açık açık anlatılır, dinler arkadaşlar

Orası öyle …, Çiçek Pasajıdır orası

Kimbilir kaç paradır buraların kirası

Az ışıklıdır Çiçek Pasajı’nın arkası…

Dar sokaklar, çorbacılar ve kokoreççiler

Tombalacılar, meyhaneci ve midyeciler

Biraz loş, neon lambalı pembe aşk evleri

Evlerin güzel dilberleri, peri kızları …

Çiçek Pasajı’ndan çıkanları beklerdiniz

Genç adamların akıllarını alırdınız

Yolardınız, birde çırılçıplak soyardınız

Hala adamların kulaklarında çınlarken

Keman, kanun, klarnet, ud ve darbuka sesleri …

Onlar ki, çakırkeyif ve dumanlı başları

Gelir sizin sıcak koynunuza girerlerdi …

Sizler hala oralarda bekliyormusunuz

Oy! güzel dilberler, şimdi gelsenizde dile

Biz gelemeyiz, siz bize gel deseniz bile

Yaşımız yetmiş oldu, tükendi gençliğimiz

Ömrümüz bitiyor, kalmadı fazla günümüz

Geceler sizin olsun, gündüzler bize yeter

Tarihi ” Çiçek Pasajı” sizin olsun gençler

Muharrem KAYNAK

(14′ lü hece ölçüsü ile yazdığım güzel bir İSTANBUL şiirdir)