reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 28.10.2023 1066 Görüntüleme

TÜRKİYE CUMHURİYETİ 100 YAŞINDA

Bize her yer Trabzon, bize Giresun yeter, Malatya bulunmaz eşin, Diyarbakır Allah-u vekil, Ankara bahtı kara. Aslında her il bu ülkenin güzel bir ili. Fotoğrafa biraz geriden baktığımızda bize Türkiye’mden başka ülke yok. Vatan için hepimiz değil, dünya feda. İstiklal marşımız ile aslında söz veriyoruz; son kalan ben olsam diye birbirimize, korkma sönmez bu şafak, yurdumun üstünde tüten en son ocak.

Her ilimiz kıymetli, her ilimiz kahraman.

Ülkemiz kocaman şirketleri öyle güzel reklamlar yapıyorlar ki bazıları yüreklerimize dokunuyor. Mesela diyor ki; işini en iyi yapan, bu cumhuriyetin kalkınmasına en çok katkı yapandır.

Bence de her ne iş yapıyorsa onun en iyi yapmaya çalışanlar bile iki mavi gözün gösterdiği yolda yürüyordur. Bir ölçme sistemi maalesef yok, ancak zaten onları hemen herkes takdirle karşılıyor. Örneğin bayan voleybol milli takımımız, Ayşe Begüm Onbaşı ve niceleri.

Hepimizin görmediği, çağın getirdiği yeni teknoloji ve durumlarda göğsümüzü kabartan çocuklarımız var. Mesela bütün dünyada neredeyse tüm çocukların oynadığı bilgisayar oyunlarda en üst sıralarda başarılı olanlar, bütün dünyada en büyük online satış sitelerinde muhteşem satış yapan inanılmaz gençlerimiz, içinde bulunduğumuz yoksunluğu fark ederek yep yeni işlerde dünya çapında ilkleri yapan kadınlarımız ve bütün bunları anlamaya çalışan, uyum göstermeye çalışan anneler, babalar, anneanneler, babaanneler, dedeler.

Bu kadar söz üzerine dedeler deyince kimleri kastettiğini anladınız sanırım.

100.yili kutlamak bambaşka bir duygu. Kuruluşunda verilen canlara, uzuvlara, acılara rağmen düşmanla kol kola girmiş torunların kazanılmış ve edinilmiş değerlerimizi hiçe sayması hatta satması kahredici değil mi? Tüm bu ihanetin sebebi Allah’a inanmakla ilgili bir aldatmaca ile yapılması, sizce de düşman düzmecesi değil mi? Ne karşılığında satılıyor bu cumhuriyet para mı? Hiç bir önemi olmayan kişisel ego ve rahat yasamlar mı?

Ya bütün bu ihanetler yapılırken sessiz kalanlarımız, ya da anlamsız kişisel egoları ile profesörleri değersiz kılan sözde ses çıkaranlar. Kime hizmet ettiğinizi anlayamıyor musunuz? Hiç mi gençliğe hitabe okumadınız, okudunuz da özümseyemediniz mi?

Zararın neresinden dönülse kardır. Eğer anladıysan ne demek istediğimi ona göre davranarak hazırlanırsanız önümüzdeki yerel seçimlere. Yerel seçimler herkesin kapısının önünü temizlemesi için iyi bir fırsattır. Ama siz kazanıldığı zaman edineceğiniz küçük kazanımları vatanınıza cumhuriyetimize tercih edecek kadar yozlaştıysanız, varsın kutlamayın cumhuriyetimizin 100. Yılını. Çünkü bu cumhuriyet sizin değildir. Kutlama atalarınızın kemikleri ile sorunu olur gibi geliyor bana.

Bir insan koskoca bir milletin yoktan var olan umutlarını yaratıyorsa eminim yaratanla da özel bir bağı vardır. Ancak o bağı kopararak propaganda yapma fikri bu güzel vatanımıza göz koyanlar tarafından organize edilebilir.

İstiklal yani bağımsızlık karakterimiz olması gerekirken paraya tüm değerlerimizi tercih etmişiniz demektir. Milletimizin çok küçük bir kısmında para çok olabilir, ancak milletimizin büyük bir kısmı yoksulluk içindeyken sizin her şeyiniz olsa ne, olmasa ne.

100.yil bu, dile kolay. Hiçbir kutlamanın ya da sosyal medya paylaşımının ya da reklamın tam olarak yakışmadığını düşünerek, nasıl bir kutlama yapılması gerektiğini düşündüm. Bence kişisel egolarınızı bir kenara bırakıp gerçek hedefimizi ne olduğunu hemen her dakika düşünmemiz gerek. Atamızın gösterdiği gibi milletçe muhasır medeniyet seviyesine ulaşabilmek adına bugün ne yaptığımızı en azından her ne iş yapıyorsanız onu ne kadar iyi yaptığınızı ölçmek gerek. Bir de kimin kalbini kırdıysanız onun gönlünü almakla olur. Kurnazlık yapıp üç kuruş fazla para kazanacağım diye en yakınlarını aldatmazsan, milletçe ortak hayalimizin ne olduğunu özümsemiş ve  unutmazsak, günlük kişisel ihtiraslarımızın ne kadar önemsiz olduğunun farkına varabilmektir cumhuriyet.

Yok, hala anlamadıysan hepimizin çocukları torunları eğer cumhuriyet olmasaydı hatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı Anadolu’nun dağlarında özgürlük savaşçısı olabilirdik ve tüm dünya bize terörist derdi. Filistinliler gibi hala istiklal mücadelesi veriyor olabilirdik.

Bizlerin bu durumda olmasını önlemiş insanı cumhuriyetin 100. Yılında cuma namazı hutbesinde bir kelime ile anmıyorsanız inancınızla ilgili yanlış bir şey var demektir. Ağır mı oldu, açıkça yazıyorum. Cumhuriyete hep birlikte saygı duymazsak kimse bize saygı duymaz. Saygı duyulmayan 100 yıllık cumhuriyet ne inancımızı ne İslamiyet’i ne de işbirliği yapanları kurtaramaz.

Örnek mi isterdiniz, bakın Libya’ya, Ürdün’e, Suriye’ye, Macaristan’a, Bosna’ya, Selanik’e sizce bulundukları halden memnunlar mı sanıyorsunuz. Zamanında özgürlük isteyen yöneticilerinin çocukları bugün o memleketli bile değil, evet maddi olanakları yüksek ama ya geride kalan koca bir millet tamamen fakru zaruret içerisinde.

Neyse fazla uzatmayayım. Siz anladınız ne demek istediğimi. Ya birlik olacağız, ya da fakir, esir ve pişman olacağız.

Her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa Cumhuriyetimizin 100.yılı kutlu olsun.

29 Ekim 2023

Gökhan Taneri VURAL

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb