reklam
Ana Sayfa Yazarlar 23.02.2019 1193 Görüntüleme

SURİYELİ ZORAKİ MİSAFİRLER

İç İşleri Bakanının yaptığı açıklamalara göre ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların sayısı 3 milyon 644 bin kişiymiş. Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan “Geçici Koruma Statüsündeki” Suriyelilerin burada doğan çocuklarının sayısı ise 405.521… 2018’de yakalanan düzensiz göçmen sayısı 268.000, 2019’un ilk haftasında yakalananlar ise 16.523…

Daha önceki bir konuşmasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay gayri resmi rakamlarla 4.7 milyon sığınmacı olduğunu belirtmişti. Bir de yeni doğan çocukları (sadece Suriyeli 405 bin) eklediğimizde toplam sığınmacı sayısı 5,2 milyona ulaşıyor. Bu sayı izinsiz sınır geçişleri, doğum oranları ve yeni katılımlarla daha da artıyor. Bu verilerin resmi açıklamalardan alındığını da hatırlatalım. Devletin açıklayamadığı toplam sığınmacı nüfusu kabataslak hesapladığımızda 6 milyonu geçtiği bir ülkeden bahsediyoruz! (1)

Bugün Danimarka, Finlandiya, Norveç, Litvanya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Kosova ve benzeri 20 Avrupa ülkesinin nüfusu, Türkiye’deki sığınmacıların toplamından az. Ne kadar büyük yükün altına girdiğimizin farkında mıyız acaba?  Özellikle Suriye sınırına yakın vilayetlerdeki Suriyelilerin sayısının yerli halkın nüfusunu geçtiğini, yakın gelecekte sosyal, kültürel, siyasi ve demografik çok büyük sorunlara açacağının farkında mıyız?

Gelen sığınmacı sayısının büyüklüğü ve sosyal, kültürel farklılıklar nedeniyle, bunların Türk toplumuna entegrasyonunun mümkün olmadığı ortada… Onlar kendi hayat tarzlarıyla, davranışlarıyla, uyumsuzluklarıyla var olmaya çalışacaklar, yarın siyasi, kültürel bir takım hak taleplerinde bulunacaklardır. Bunların daha da ötesinde özellikle sınır illerimizde çok ciddi yönetim ve aidiyet sorunları yaşanacaktır. Belki dış mihrakların kışkırtmasıyla Türk-Arap çatışmaları körüklenecektir. Ki bugün bile canını kurtardığımız, ekmek verdiğimiz, misafir ettiğimiz bu sözde din kardeşlerimiz kendi sosyal medya platformlarında açıkça Türk’e ve Türkiye’ye hakaret eden, aşağılayan, düşmanca paylaşımlar yapmaktalar… Gelecekte hangi boyutlara varacağını kestirmek çok zor değil.

Daha önce 04.01.2019 tarihli yazımda da bahsettiğim gibi, eğer önlem alınmaz ve ülkelerine geri gönderilmezlerse, bugün için ülkemizin %5’ine denk gelmekte olan Suriyelilerin sayısı ve toplam nüfus gelecekte şöyle olacak (2) :

–        5 yıl sonra: Türkiye nüfusu 85 milyon 982 bin olacak. Ülkemizdeki Suriyeli sayısı 4 milyon 724 bine yükselecek. Toplam nüfus içinde Suriyeli oranı % 5,2’ye çıkacak.

–        10 yıl sonra: Nüfusumuz 91 milyon 412 bine çıkacak. Ülkemizdeki Suriyeli sayısı 6 milyon 173 bine yükselecek ve nüfusumuz içindeki oranları % 6,3’ü bulacak.

–        25 yıl sonra: Nüfusumuz 109 milyon 993 bini bulacak. Ülkemizdeki Suriyeli sayısı 13 milyon 781’e çıkacak. Suriyelinin oranı % 11 civarında olacak.

–        50 yıl sonra: Nüfusumuz 149 milyon 649 bini bulacak. Türkiye’deki Suriyeli sayısı 52 milyon 554 bin olarak hesaplandı. Türk ve Suriyeli nüfusumuz 202 milyonu aşacak. Nüfus içinde Suriyeli oranı da % 26’ya yükselecek.

Osmanlı’nın Balkanları bir kalemde kaybetmesinin temelinde yatan faktörlerden biri de ulus kimliğine sahip olamamasıdır. Din esası üzerinden millet tanımlaması ise farklı ırk ve etnisite nedeniyle tutmamış, Müslüman oldukları halde Arap kökenli tebaamız, Müslümanların Halifesine ve Müslüman Türk askerlerine karşı Hristiyan İngilizlerle işbirliği yaparak, İslam topraklarını Hristiyan çizmelerine çiğneterek, ihanet etmişlerdir.

Günlük hayatta sıkça rastlanan Suriyelilerin yarattığı veya sebep olduğu asayişe ve toplum huzurunu bozan olaylar, hükümetten gelen talimat gereği basında pek yer almıyor ama gerçekleri halının altına süpürmekten başka bir işe yaramıyor.  Sokakta bayanlara laf atma, taciz, tecavüz, hırsızlık, cinayet, kavga, dövüş vs. gibi asayiş olayları yerli halkı tedirgin etmekte ve toplumsal huzursuzluğa sebep olmaktadır. Mafyavari eylemlere yatkın, meydan okuyan bir tavırla gruplar halinde gezen, tehditkar tavırları olan, güç gösterisine ve suç işlemeye eğilimli bir Suriyeli profili oluşmakta… TÜRK Halkının bin bir zorlukla elde ettiği kazancından alın terinden kesilen vergilerle bedavadan beslenen Suriyeliler sorunu gün geçtikçe çözümsüzlüğe gitmekte… Bu konu örtbas etmekle çözülemez…

Suriyeliler sorunun çözümünde temel prensip, bir an evvel “ülkelerine geri dönmelerini sağlamak” olmalıdır. Bunu geciktirmeden ve iç politika malzemesi yapmadan, ülkemizin geleceğini düşünerek, iktidarla muhalefetin ortak karar ve tutumuyla olmalıdır. Türk halkının, Türkiye Cumhuriyetinin ve gelecek nesillerin varlığını, birlik ve bütünlüğünü tehdit eden çok ciddi bir beka sorunu vardır… Bu sorunun daha da büyümemesi için Suriyeli sığınmacıların kendi ülkelerine dönmeleri gerekir.

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.

K  A  Y  N  A  K………………………….:

(1)   Batuhan ÇOLAK …. Yeniçağ: Sığınmacı sayısı 6 milyona dayandı! –

(2)   Saygı ÖZTÜRK… Sözcü Gazetesi (01.01.2019)

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb