reklam reklam reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 25.04.2022 1469 Görüntüleme

TOPRAK

Binlerce yıl boyunca insanlar topraktan aldığını götürmüş, yerine bir şeyler koyma gereği duymamış. Toprak, yine de analığını esirgememiş, Aşık Veysel’in dediği gibi: “karnın yardım kazmayınan belinen, yüzün yırttım tırnağınan elinen, yine beni karşıladı gül inen”. Ama artık ödeşme zamanı. Onu tanımak, korumak, geliştirmek insanlık borcumuz olmalı. Bitkiler canlı varlıklardır. Onlar da bizler gibi doğar, soluk alır, su içer, beslenir, büyür ve ölür. Topraktan gelir toprağa gideriz.

Felsefeyle dinler tarihi, evrim kuramıyla İslamiyet, komünizm ile kapitalizm toprak konusunda söz birliği etmiştir, tüm o çelişkilerin ortak söylemi, uzlaşı noktası topraktır. Kısacası toprak, doğanın ve yaşamın yeri doldurulamaz ögesidir. Büyük olasılıkla bugüne kadar toprağı sevmediğini söyleyen birine rastlamamışsınızdır. Oysa bilmeden sevmek ne denli inandırıcı, ya da kazandırıcı olabilir ki…

Tarım, insanların beslenme, giyinme, barınma, sağlıklı yaşama, ısınma gibi temel gereksinimlerini karşılayan, ekonominin can damarı sektörüdür. Üretimin hareket noktası tarımdır, topraktır. Tarımın vazgeçilmezi olarak toprağın kabulü ne denli doğru olsa da, bu anlayış gerçeğin yalnızca bir bölümünü yansıtır. Toprak kuşkusuz bitkisel ve hayvansal üretimin başlangıç noktasıdır. Bitkilerin tutunma, hayvanların beslenme ortamıdır.

Topraktan alınan mineral azotun, fosforun, suyun, elmanın kırmızı kabuğunda, üzümün şekerinde, buğdayın ununda nasıl şekillendiğini, nasıl yaşam enerjisine dönüştüğünü, toprağın çayırda otlayan koyuna o olağanüstü yün hammaddesini nasıl sağladığını tek bir yazıtla anlatabilmek mümkün olabilir mi?

Bir karış vatan toprağı için savaş çıkar, top yekün mücadele edilir, hatta seve seve şehit olunur. “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı” diyen şairimiz tam da yüreklerimizdekini ifade etmiştir.

Hele hele son yıllarda yaşadığımız ekonomik kriz ve artan gıda maliyetleri düşündüğümüzde toprağın önemi iyice anlaşılır oldu. Evinin önündeki toprağı çim yapıp seyretmek yerine zerzevat sebze ekmeye başlayanların sayısı iyice arttı.  Velhasılı toprak deyip geçmemek gerekir, toprağımıza gereken değeri vermeliyiz. Hem aile bütçemize katkıda bulunabilir, hem ekonomiye katkıda bulunabilir hem de özgürce bağımsız yaşanabilir.

24/04/2022

Gökhan Taneri VURAL

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb