reklam
reklam reklam reklam
Ana Sayfa Yazarlar 17.04.2020 1959 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

İNFAZ YASASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Hz. Ömer’e ait olduğu kabul edilen bir sözü hemen herkes bilir. Her adliyede görürsünüz onu: ”Adalet mülkün temelidir.”

Mülk; “Saray, köşk, ev, bark, toprak değil. Devlet demek. Bir memlekette adalet olmasa bile görkemli saraylar, köşkler, gökdelenler, geçmediğiniz halde parasını ödediğiniz köprüler, duble yollar olabilir.  İçinde adaletin zerresi olmayan adalet sarayları, devasa makam uçakları, arabaları, yüksek kürsüler, yüksek perdeden kibirli sözler olabilir. Ancak 1400 yıl öncesinden bir ses diyor ki; “Bir yerde adalet yoksa orada devlet yoktur.”

Yukarıda tasvir etmeye çalıştığım manzarayı uzun yıllardan beri ülkemizde görmekteydik, yani yabancısı değildik. Ancak son infaz yasası ile anladım ki TBMM tümüyle devre dışı kalmış. Milletvekilleri kukla olmuş. Adalet masumiyetini yitirmiş. Güçlülerin ağzının içine bakan, emirle hareket eden hak arayan değil de muhalif avlayan bir mekanizmaya dönüşmüş.

Nereden mi vardım bu sonuca? İnfaz yasası kimleri saldı dışarıya: Bilumum çakıcı, yakıcı, sokucu, cepten cüzdan, gözden sürme çekiciler dışarıda. Besmeleyle haram yiyiciler, kirli ağızlarını “Yarabbi şükür elhamdülillah!” diye siliciler dışarıda. Rüşvet veren, alan, allem kullem edip vatandaşı dolandıran dışarıda. Karısı olmamak şartıyla tüm kadın ıslatanlar, yüzlerine bıçakla, kezzapla dekoratif desen çizenler, onları mermi manyağı yapanlar, hacamat edenler dışarıda. Uyuşturucu tacirlerini unutmayalım. Nihayetinde milli geliri yükseltmek için çalışıyorlar. Onlar da dışarıda.

Teröre bulaştıkları açık olanların içerde olmasına elbette bir itirazımız yok da; devleti soyanları haber yapanlar, ağanın üstüne söz söyleyenler, Zülf-ü yare laf edenler neden içerde? MİT’in Libya’daki işleri konusunda gereksiz laflar eden Sayın Cumhurbaşkanıydı. Orada şehit olan MİT görevlisinin adı, sanı belliydi. Tüm devlet erkânı onun cenazesindeydi. Azıcık ilgili olan herkesin kimliğini bildiği bir kişiyi adıyla haber yapan gazeteciler neden içerde?

Bir de meşhur söz vardı hani:” Üstü ihanet, ortası ticaret, altı ibadet” diye. İhanetçiler yurt dışında, ticaretçiler paralarının hürmetine özgür, üç beş yıl önceye dek o ihanet örgütünün avukatlığını yapanlar; örgüt başına toz kondurmamak için göğüslerini siper eden mücahitlerse bakan olmuş, milletvekili olmuş.

Devletin her türlü bilgisine haizken bu örgütün her nasılsa kandırdığı kişi cumhurbaşkanı olmuş. Devlet, terhis edilen Pensilvanya’daki cübbelinin yerine yeni cübbeliler istihdam etmiş. Kamu görevlilerinin çoğu bu makbul cübbelilerin eteğinde hidayet bulmuş, selamete ermiş.

Yukarıdaki meşhur üçlünün en garibanı, ibadet tayfası nerde peki? Karşısında “Allah, peygamber” diyen, “ilayı kelimetullah” diyen bir cübbeliye inanacak, bağlanacak kadar zavallı olan, ancak bu sektörden para kazanmayı başaramayanlar nerde? Alayı hapiste.

Suçları elbette var: Devleti bile kandırmayı başaranlara kolayca kanmaları. Yaklaşan ters fırtınayı zamanında hissedip başka cübbelerin altına sığınacak kadar uyanık olmamaları. Yurt dışına kaçacak imkânlara, organizasyonlara erişme imkanlarının olmaması. Dillere destan FETÖ borsalarının şanına layık miktarda para kazanacak kadar kabiliyetli olmamaları.

BU BİR YALAKA SESİ DEĞİL GERÇEK BİR DOST ÇAĞRISIDIR.

Bulunduğunuz yerden aşağısını net göremiyor olabilirsiniz. Alkış sesleri kulaklarınızı sağır edebilir. Güç sarhoşu da olabilirsiniz. Ama şunu unutmayın. Dünya tarihi, sarayların içindekilerle beraber çürüdüğünün ve toplumu da beraberinde çürüttüğünün yakın tanığıdır.

Adalet, siz dahil herkes için, hem de hiç zaman geçirmeden.

Bırakalım da son sözü, destanlar şairi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu söylesin:

Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir.

Temele taş bulmak gecikebilir.

Devlete baş bulmak gecikebilir.

Adalet gecikmez, tez verilmeli.

MEHMET MAHMUT YILDIZ-ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb