Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 28.11.2025 765 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

Kenevir ve Haşhaş Üretiminin Stratejik Önemi ve Siyasi Körlük

Türkiye’nin kadim tarım tarihinde arpa ve buğday ne kadar kıymetliyse, kenevir ve haşhaş da en az onlar kadar hayati bir yere sahip olmuştur. Yüzyıllar boyunca Anadolu’nun bereketi, sadece gıda ürünleriyle değil; ipinden bezine, ilaçtan savunma sanayiine kadar geniş bir üretim yelpazesinde kullanılan bu iki stratejik bitkiyle de şekillenmiştir.

Ne var ki bugün, siyasi partilerin programlarında kenevir ve haşhaşa dair neredeyse tek bir cümle bile yer almamaktadır. “Yerli ve milli” kavramlarını ağzından düşürmeyen siyasetin, bu iki milli değeri görmezden gelmesi dikkat çekicidir. Çünkü kenevir ve haşhaş; ekonomik bağımsızlık, teknolojik atılım ve stratejik üretim açısından Türkiye’nin elindeki en güçlü enstrümanlardan biridir.

Dünya kenevir üretiminde adeta yeni bir sanayi devrimi yaşarken, ABD, Kanada, Çin ve Almanya milyarlarca dolarlık yatırımlar yaparken, Türkiye’nin bu alandan uzak tutulması yalnızca uyuşturucuyla mücadele gerekçesiyle açıklanamaz. Birçok araştırma ve tarihî kayıt, 20. yüzyıl boyunca küresel şirketler ve lobilerin kenevirin yaygın üretimine sistematik şekilde baskı uyguladığını göstermektedir. Çünkü kenevir:

– Kağıt endüstrisinde dev şirketlere rakip olabilir.

– Petrokimya ürünlerinin yerini alabilecek çevreci kompozitler üretir.

– Tekstilde dayanıklılığı ve maliyetiyle büyük avantaj sağlar.

– Savunma sanayii için hafif ve dayanıklı malzemeler üretmeye imkân tanır.

– İlaç sektöründe milyarlarca dolarlık bir pazara karşı yerli alternatif oluşturur.

Yani kenevir ve haşhaş; küresel ekonomiyi elinde tutan dev yapılar için ciddi bir rekabet unsurudur. Bu nedenle Türkiye gibi üretim gücü yüksek ülkelerin geri durması, yıllardır uluslararası baskı mekanizmalarıyla sağlanmıştır.

Bugün ise soru nettir:

Madem yerliyiz, madem milliyiz; neden kendi ürünlerimizle ayağa kalkacak stratejik bir politika ortaya koymuyoruz?

Türkiye’nin buna ihtiyacı vardır:

Çünkü bu ülkede her yıl milyarlarca dolar döviz, petrokimya ürünlerine, ithal ilaçlara, tekstil hammaddelerine ve kompozit malzemelere harcanmaktadır. Oysa Anadolu toprakları, bu açığın büyük bölümünü kenevir ve haşhaşla kapatabilecek güçtedir.

Artık yapılması gerekenler gecikmeden hayata geçirilmelidir:

1. Endüstriyel kenevir, tarım politikalarında stratejik ürün ilan edilmelidir.

2. Haşhaşın tıbbi kullanım alanları genişletilerek Türkiye, küresel dayatmaların ötesinde kendi ilaç sanayisini kurmalıdır.

3. Çiftçilere alım garantisi, teşvik ve teknik destek sağlanmalıdır.

4. Üniversitelerde kenevir ve haşhaş temelli savunma, ilaç, kompozit ve tekstil Ar-Ge merkezleri kurulmalıdır.

5. Siyasi partiler, bu konuyu seçim şovlarından çıkarıp devlet aklıyla ele almak zorundadır.

Türkiye küresel baskılarla sınırlandırılamayacak kadar güçlü bir ülkedir. Gerçek milli duruş; dışarıdan dayatılan tarım ve üretim modellerini reddedip kendi stratejik kapasitesini ayağa kaldırmaktır. Kenevir ve haşhaş üretimi de bu iradenin en somut yollarından biridir.

Bugün konuşmamız gereken, sadece bir tarım politikası değil;

Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı, üretim gücü ve geleceğe yönelik stratejik vizyonudur.

Bu adımlar atılmadan, yerlilik ve millilik sadece bir slogan olarak kalmaya mahkûmdur.

Mehmet Mahmut Yıldız

Şahlanış Partisi Kurucu Genel Başkanı

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb