reklam reklam reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 9.05.2025 187 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

CHP İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MİTİNGİ GÖZLEM VE YORUMLARIM

İlçem Ordu-Mesudiye’den çocuk denecek yaşta İstanbul’a gelerek geçim derdi peşinde mücadele vermeye başladım. Metal İş kolunda işçi olarak çalışmaktayken aktif olarak sendikal faaliyetlere katıldım, şube başkanlığı yaptım. Yaşım gereği Türkiye’nin 12 Eylül Darbesine giden yolculuğuna yakından tanık oldum. Pek çok mitinge katıldım, pek çok sivil toplum kuruluşunda görev aldım. Bilahare kurucusu olduğum Şahlanış Partisi olarak tüzel kişilik kazanan Şahlanış Hareketinde üye ve yönetici olarak bulundum. Bu süreçte vatan, millet dışında bir kaygım olmadı. Birileri zengin olurken ben alın terimi bile bu yolda harcadım. Çok gün gördüm, çok olaya tanık oldum, pek çok siyasi partiyi ve pek çok siyasi parti liderini yakından tanıma fırsatım oldu. Yazık ki Türkiye siyasetinin iyiye değil de kötüye doğru evirildiğine tanık oldum.

Türkiye zihinsel olarak müthiş bir kutuplaşma içinde debeleniyor. Artık hikâyesi biten hükümet ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan 23 yıllık kirli geçmişinden dolayı yargılanma korkusuyla olmalı ki koltuğunu bırakmamaya kararlı. Bunun içinde bildiği ve en kolay uyguladığı öfke, nefret duygularını körükleyerek toplumu kutuplaştırmaya devam ediyor. Onun bu siyasi tarzı büyük ölçüde muhalefetin de işini kolaylaştırıyor. Onlar da bazen saldırarak bazen savunarak işi götürüyorlar. Oysa siyasetin amacı, ne pahasına olursa olsun kazanmak yerine ülkenin ve milletin istikbalini aydınlatacak projeler üretmek ve uygulamaktır.

Ülkemizde siyasetin böyle bir derdi yok sanki. Bahçeli’nin ansızın APO sevdalısı kesilmesi, DEM Parti ile kucaklaşması; Cumhurbaşkanının koltuğu takviye edebilirim umuduyla aynı kayığa binmesini ibretle izledik. Bir yandan bizzat terör şebekesinin katil başkanıyla sarmaş dolaş olunurken bir yandan DEM Partili belediyelere kayyım atandı. Tepede mercimeği fırına verenler tabanda 10-15 yıl önceki bazı yazılar, toplantılardan terörist çıkarma çabasına girdiler. Geçmişte Kılıçdaroğlu’nu terör örgütüyle bağlantılı göstermek amacıyla “Ama montaj, ama şu, ama bu…!” diyerek sahte görseller kullanan Erdoğan’ın hali gerçekten üzüntü verici.

CHP’nin kazandığı pek çok ilçe belediyesine yönelik operasyonlar, tutuklamalar; özellikle İmamoğlu’nun diplomasının iptali, ardından tutuklanması Türkiye’nin yeni bir safhaya evrilmesine neden oldu. Ben Şahlanış Partisi’nin kurucu genel başkanıyım. Geçmişte oy vermiş olsam da CHP’li değilim. Ülkemizin ahvalini ve toplumun ruh halini yakından gözlemek amacıyla 7 Nisan 2025 Çarşamba günü CHP’nin Beyazıt Meydanında düzenlediği mitinge katıldım. Gördüğüm o ki tetikleyen etken İmamoğlu’na yapılanlar olmakla birlikte konu artık CHP ve İmamoğlu’nun meselesi olmanın ötesine geçmiş. Mitinge katılanlar parti ayrımı olmadan iktidara karşı müthiş bir tepki biriktirmişler. Geçim derdi, yarınlara umutla bakamamak, siyaset mekanizmasına ve onun yıllardır tek merkezden kontrol ile yerle bir ettiği kurumlara dönük telafi edilemez bir güvensizlikle dolu. Üstelik geçmişte pek sokağa çıkmayan insanlar, korku duvarını yıkmış, seller gibi miting alanlarına akıyorlar. Ülkeyi umursamıyor diye düşündüğümüz gençler birden hak arama mücadelesine başlamışlar. Hükümet toplumsal tepkiyi frenlemek amacıyla genç insanları, gazetecileri, yasal şartlar oluşmadığı halde tutuklayarak, aylarca içeride yatırmakta. Zafer Partisi lideri Özdağ uydurma suçlardan cezaevinde. Toplum, iktidarın polisle, yargıyla uyguladığı baskıların hukukla ilgisi olmadığından emin. Bunun tümüyle bir siyasi operasyon olduğu yolunda güçlü bir kanaati var.

Erdoğan’ın elinde tek silah kaldı, çekiç. Bu yüzden tüm toplumu çivi olarak görüyor ve kafasına kafasına vurarak hizalamaya çalışıyor. Bir umudu kaldı elinde. DEM Parti’yi kafalamak; o da olmazsa sokağa çıkanları terörize ederek topluma “Eyvah eski kaos günleri geri geliyor!” havasına sokarak safları sıklaştırmak. Bunu daha önce 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasında başarıyla uyguladı ve istediği sonucu aldı. Ancak bu kez pabuç pahalı… Demokratik bir süreçte Erdoğan’ın artık seçim kazanması çok zor. Tek çaresi var, seçim hileleri; olmadı seçimi ertelemek hatta seçim sonuçlarını tanımamak… Türkiye’yi Rusya, Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan modeli göstermelik seçimlerle ölene dek yönetmek… Onun ana sloganı artık” Ya destek ya kötek”

Kanaatim o ki Cumhurbaşkanı, seçmenin köteğini yiyip koltuktan devrilene kadar maliye, ekonomi, eğitim, yargı, diyanet, hiçbir kurumdan hayır gelmeyecek… Sonrasında ise parlamenter demokrasiye geçiş ve yıllar sürecek bir onarım süreci…

EN KALBİ SAYGILARIMLA

MEHMET MAHMUT YILDIZ-ŞAHLANIŞ PARTİSİ KURUCU GENEL BAŞKANI

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb