reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 16.05.2023 1047 Görüntüleme
Mehmet Mahmut YILDIZ

ŞAHLANIŞ HAREKETİ GENEL BAŞKANI

SEÇİM DERDİ Mİ GEÇİM DERDİ Mİ

Ülkemiz, bir seçimi daha geride bıraktı. Seçim öncesi özellikle cumhur ittifakının ötekileştiren, düşmanlaştıran, tahrik eden diline rağmen vatandaş nerdeyse hiç taşkınlık yapmadı. Normalde yöneticiler halka örnek olmalıyken bizde tam tersi oldu.

Seçim geldi geçti de kazanan kim oldu peki?

Tüm yıpranmışlığına rağmen bu seçimin ilk kazananı Erdoğan’dır. Partisinin oy oranı 7 puan düşmüştür, kişisel oyu 3 puan azalmıştır, ama mevcut şartlarda bunu normal görmek gerekir. Cumhurbaşkanı, hasta olmasına rağmen son gücüyle karşısındaki 8 kişiye karşı tek tabanca yürüttü seçim kampanyasını. Kul hakkı yedi, devlet imkanlarını kullandı, adaletsiz davrandı, adil bir propaganda süreci yaşanmadı. Bunlar yıllardır yaşanan sorunlardı zaten; ama yine de başarısını teslim etmek gerek.

Bu seçimin en başarılı partisi, hiç çaba harcamadan, yorulmadan üç beş yerde miting yapıp, yalnızca kalay kullanarak, Erdoğan’ın her dediğine “BEN da” diyerek propaganda yürüten MHP’dir. Bu başarıda Erdoğan’ın Kandil merkezli, ötekileştirici propaganda yöntemi, çok etkili olmuştur; ama baraj altında kalma riski olan MHP seçimden kendini kanıtlayarak çıkmıştır.

Yeniden Refah Partisi ve özellikle HÜDA PAR kırık ekmekle ziyafet sofrasına ortak olarak parlamentoya girme şansı elde etmişlerdir.

Bu ekonomik yıkıma ve yaşanan büyük deprem yıkımına, ayrıca ilk kez oy kullanan yaklaşık 6 milyon genç seçmene rağmen mecliste çoğunluğu sağlayamayan ve cumhurbaşkanlığını açık ara kazanamayan MİLLET İTTİFAKI başarısızdır. Kılıçdaroğlu, Akşener, Yavaş ve İmamoğlu çok çalıştılar aslında. İttifakın diğer partilerinin genel başkanları da meydanları boş bırakmadılar ama olmadı.

Bunun nedeni nedir peki? Türkiye’nin büyük bölümü, özellikle orta Anadolu ve Karadeniz bölgesi terör konusunda aşırı derecede hassastı. Üzülerek belirtmeliyim ki işin içine Kılıçdaroğlu’nun mezhebi girdi. Bu iki bölgenin inanca, mezhebe dönük yaklaşımı sanıldığından fazla etkili oldu. Bu aslında tahmin edilen, Meral Akşener’in ısrarla ima ettiği bir durumdu; ama CHP kadroları ve birçok CHP destekçisi yazar, sanatçı bunu kabullenemedi, önemsemedi ve ortaya bu sonuç çıktı. Kazanabilseydi ülkemizin toplumsal dokusu adına çok önemli bir kazanım olurdu; ama olmadı. DEVA, Gelecek, Saadet, hatta İYİ Parti tabanı Kılıçdaroğlu’na beklenen desteği sağlamadı. Bunda da yine Sayın Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması etkili oldu. DP’nin oyu ise zaten yok sayılırdı. Buna karşılık bu partiler kendi çabalarıyla asla varamayacakları bir sonuç elde etmiş, Kılıçdaroğlu’nun lütfu sayesinde bedel ödemeden CHP listelerinden 37 kadar vekil çıkararak en kazançlı partiler olmuşlardır. Üstelik bu partilerin hatta İyi Parti seçmeninin ikinci turda Kılıçdaroğlu’nu desteklemek için de bir motivasyonu olacağını düşünmüyorum

HDP Kılıçdaroğlu’na tam olarak destek oldu. Kendi açısındansa başarısızdır. Batıdaki büyük kentlerde ciddi oranda oy yitirmiş; Türkiye partisi olma özelliğinden uzaklaşarak bir bölge partisi vasfını pekiştirmiştir. Bu aslında ülke adına olumsuz bir durumdur. HDP’nin demokrasiye entegrasyonunu zorlaştıracak bir durumdur.

HDP ile ittifak yapan sol partilerin, ayrıca sol ittifakın sesleri gür çıksa da oylarının o oranda gür olmadığı ortaya çıkmıştır. Kendilerini fazlaca abarttıklarını kabul etmelidirler.

Meral Akşener Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusundaki çekincelerinde haklıydı; ancak süreçteki dalgalı tutumu partisine ciddi oranda zarar verdi. İyi Parti başarısızdır. Akşener’in Başbakan Meral sloganı hayli uzaklardadır artık.

Dini söylemler toplum genelinde oldukça etkili olmayı sürdürüyor. bu toplumun önemli kesiminin demokrasi diye bir talebi yoktur.

Toplumun büyük kesimi akılla değil gazla çalışıyor. Gazın kendi olmasa da sesi bile yetiyor toplumu gazlamak için. Ekonomik çöküntü bile bunun önüne geçemiyor. Dünyanın 1886’da ürettiği otomobilin çoğu yabancı parça, hatta yabancı tasarımla 2023’te üretilmesini büyük başarı olarak algılayabiliyor insanlar. ABD’nin 51 yıl önce yaptığı USS Nimitz uçak gemisinin yarısı kadar bile olmayan bir çıkarma gemisini uçak gemisi olarak satın alıyor.

Sinan Oğan İnce’ye gidecek oyları da alarak umulanın üstünde bir oy oranına ulaşmış ve seçimin 2. tura kalmasına yol açmıştır. 2. tur için ciddi bir pazarlık gücüne erişmiştir. Meclisteki vekil dağılımının durumuna ve psikolojik üstünlük kuralına göre, ona giden oyların ikinci turda Erdoğan’a gitmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Ümit Özdağ, kocaman bir fiyaskodur. Oğan’ın oyları ATA İTTİFAKI’nın oyu değildir. Tepkisel oylardır. Zafer Partisi’nin siyasi yarını yoktur.

Gücünü fazla abartan Muharrem İnce’nin kendi gibi partisi de yok hükmündedir.

İktidar cephesi, sahte afişlerle, sahte videolarla, yalanlarla süslü bir seçim kampanyası yürütürken muhalefet, Mahir Akkoyun’un hazırladığı gerçeğe uygun “Sebebi benim.” afişlerini bile çoğaltıp halkla buluşturma yoluna gitmedi.

Muhalefet cephesindeki vatandaşlarda ciddi bir yanılgı içindeydiler. Onlar, yurttaşların kendi izledikleri TV kanallarını izlediklerini sandıkları için yanıldılar “Seçimi kazandık” havasına erkenden girdiler. İnanın Kılıçdaroğlu’nun emekliye 15 milyon vaadini, deprem konutlarını bedava verme vaadini bile vatandaşın büyük bölümü duymadı. Onlar her gün saatlerce sadece Erdoğan’ın vaatlerini ve Bahçeli ile uyumlu küfürlerini, ithamlarını izlediler.

Gerçek şu ki muhalefet cephesi, sosyal medya ile ve %15 izleme oranındaki muhalif TV’lerle kolay kolay iktidar olamaz. Seçimi Kılıçdaroğlu kazansa da bu yarayı tedavi etmek ilk görev olmalıdır.

Bu ülkede iktidar kesimi de muhalefet de kendine Müslüman, kendine demokrat. Çok bağırdıkları için başkalarının kaygılarını kendilerinkinden önce dinlemiyorlar, İki kesim de gerçek anlamda özgürlükten ve demokrasiden yana değil. Siyasette kin, nefret ve öfkeye yer olmamalıdır. Birine, bir kesime veya bir yere hayran veya düşman olmak onu anlamaya engeldir. İnsanımızın çoğunda bu hastalık vardır maalesef.

Küresel sistem, bu seçimde kesin biçimde Erdoğan’dan yana tavır koydu. Yabancı gazetelerin Erdoğan aleyhindeki manşetlerinin gerçek amacı, bu beyanları iç politikaya malzeme yapmakta usta olan Erdoğan’ı desteklemektir. Küresel finans çevreleri de net biçimde Erdoğan’ı desteklediler. Çünkü onlar için Türkiye’yi en kolay soyduracak kişi yani uygun enstrüman odur. Daha önce pek çok kez her dediklerini yaptırdıkları kişiyi değiştirmeleri anlamsızdır.

14 gün sonra cumhurbaşkanlığı seçimin 2. turu için sandık başına gideceğiz. Seçimi büyük ihtimalle doğru adam değil de uygun adam kazanacak. Çünkü siyaset uygun yöntemlerle yapılır. Planlı biçimde yozlaştırılan, muhtaçlık yoluyla köleleştirilen bir çoğunluğun doğruyla eğriyi sağlıklı biçimde ayırması düşünülemez. Hindistan’ın kurucu lideri Ganhdi;” Aç insana Tanrı bile ekmek suretinde görünür.” der. Sistemmiş, demokrasiymiş, adaletmiş, ahlakmış, meşveretmiş, liyakatmiş… Bunların hiçbiri aç ve muhtaç insanın tercihini etkilemez, etkilemedi de…

Mevcut siyasi yapılar, bu yönetim anlayışıyla Türkiye’nin büyük dertlerine asla çare olamayacaklardır. Çünkü hem teşhis hem de tedavileri yanlıştır. Biz 2200 yıllık köklü devlet geleneğinin temsilcisi, DAYANIŞMACI TOPLUMCU DOKTRİNE SAHİP ŞAHLANIŞ PARTİSİ olarak bu kutlu görev ve büyük sorumluluğun çözümüne hazırız.

Umalım ki kazanan huzur, dostluk, barış olsun. Yarınlarımız daha güzel olsun.

En kalbi saygılarımla…

MEHMET MAHMUT YILDIZ-ŞAHLANIŞ PARTİSİ KURUCU GENEL BAŞKANI VE GENEL BAŞKAN VEKİLİ

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb