reklam reklam reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 4.05.2023 1259 Görüntüleme
Muharrem Kaynak

Muharrem Kaynak

KONYA GEZİSİ’nin ARDINDAN…

28, 29 ve 30 NİSAN 2023 tarihlerinde 1970 Kara Harp Okulu İzmir Grubu olarak eşlerimiz ile birlikte İzmir’den Konya’ya üç günlük bir gezi tertip ettik, gezi grubumuz 41 kişiden oluşuyordu.

Günler öncesinden duyuru yapıldı, tren ile mi, otobüs ile mi gidelim konusundaki tereddütler anket ile giderildi ve otobüs tercih edildi. Otobüsün kiralanması, şoförün adı soyadı, telefon numarası ile araç plaka no, marka ve modelinin tespit ve yayınlanması işlemleri ile Konya orduevinden ve Karatay uygulama otelinden rezervasyon işlemlerimiz yapıldı. Tüm bu teferruatlı iş ve işlemleri yapan ve tüm problemleri halleden Grup Başkanımız Emekli Topçu Pilot Albay Feryal TÜRKÖZ’e teşekkür ediyoruz. Bu hizmetleri hiçbir karşılık beklemeden, zevkle ve eksiksiz olarak yapan ve başaran başkanımıza hepimiz teşekkür ettik ve hala da ediyoruz.

Başkan yardımcımız E. P. Kd Alb. Kamil TATLICI ile eşi Semra TATLICI’nın gezi öncesi ve yolculuk esnasındaki yardım, ikram, destek ve katkılarından dolayı kendilerini takdir ediyor ve teşekkür ediyoruz

Tren ile seyahat etmeyi çok arzu eden arkadaşımız Nuri AYAY, çoğunluğun kararına uyarak geziye katılmaktan vazgeçmemiştir. Azmi, kararlılığı ve devre arkadaşlarına bağlılığından dolayı kendisini içtenlikle kutluyoruz. İçimizdeki en eski ve en kıdemli asker olan arkadaşımızın Selimiye Askeri Ortaokulunda başlayan askerlik hayatına ait anıları İzmir’den – Konya’ya kadar gidiş ve dönüşte bile anlatmakla bitmez. Bırakalım da onu şairane duyguları ile kendisi bize anlatsın.

Otobüste kim nereye oturacak sorusuna kura çekilerek çözüm bulundu ve koltuk numaralarımız belli oldu. Kura’da en ön ikili koltuk kendilerine çıkmasına rağmen, orası Başkanımıza yakışır diye kendi yerini veren ve arka sıralara geçen arkadaşımız Yusuf Ziya ÖZTÜRK ve eşi Fatma Hanım’a çok teşekkür ediyoruz.

İZMİR – UŞAK – AFYON – KONYA karayolu yolu ile yolculuk yaptık. Teferruatlı bir planlama ile yapılan gezi programı whatsapp ile yayınlandı. Konya’ya gezi düzenlenmesi konusundaki fikir öncümüz de yine Başkanımız olmuştur. Konya’da gezilecek ve görülecek yerler konusunda teferruatlı bilgi veren arkadaşlarımızın başında Emekli Albay Bülent KALFA’yı saymadan geçemeyiz. İlyas KILIÇ ile öğrencilik yılları Konya’da geçen Cengiz ALPAT’a da önerileri için teşekkür ediyoruz.

28 NİSAN 2023 Cuma günü saat 05:30 da İZMİR – NARLIDERE’den hareket ile yola çıktık.

Bir kaç duraktan katılacakları aldıktan sonra yola devam ettik, kahvaltıyı 09:30’da UŞAK’ta yaptık, 14:30 gibi KONYA’ya vardık, 18:30 ‘a kadar serbest gezi yaptık. O gün şuraları gezdik ve gördük:

***BİRİNCİ GÜN : 28 NİSAN 2023 CUMA

-Alaeddin Tepesi ve Camisi ile Şehitler abidesi, Karatay Medresesi ve Aziziye Camiinin,yakındaki Müzelerin gezilmesi, İnce Minareli Medrese  (Restorasyon çalışmaları devam ediyor.), Karatay Müzesi gezildi.. NOT: İnce Minareli Medrese ile Karatay Medresesi Selçuklu Hükümdarı II nci İzzettin Keykubat zamanında 1250’li yıllarda yapılmıştır. Avluları ve kapalı öğretim alanları mevcut olup İnce Minarenin TAÇ kapısı bitkisel motif işlemeli ve geometrik taş işçiliği şaheseridir.

***İKİNCİ GÜN : CUMARTESİ

29 NİSAN 2023 CUMARTESİ: 12 km mesafedeki Konya TROPİKAL KELEBEK BAHÇESİ gezildi. Müteakiben Sille köyüne gidildi ve tarihi yerler gezildi.Sırası ile; 80 BİNDE DEVRİ ALEM PARKI GEZİSİ, KONYA PANORAMA MÜZESİ gezisi yapıldı.

-MEVLANA MÜZESİNİN GEZİLMESİ, serbest olarak müzenin ve civarın gezilmesi, isteğe bağlı olarak, Serbest gezi, 950 metre ileride Etli ekmek veya 5 Km.de Gazyağlı Furunda yemek. Aynı gün akşam SEMA gösterisi izlendi.Grubumuzdan 28 kişi ilk kez canlı SEMA gösterisi izlemiştir.

***ÜÇÜNCÜ GÜN: 30 NİSAN 2023 PAZAR (DÖNÜŞ)

KYOTA JAPON PARKINDA GEZİ, KIZÖREN OBRUĞUNA gidiş, obruğun ve tarihi kervansarayın görülmesi, dönüş yolculuğu ve Afyon’a varış, öğle yemeği, serbest gezi ve alışveriş.

17:30 Afyon’dan çıkış ve yola devam ile 21:30 ‘da İZMİR’e varış

KONUYA DAİR: Neden Konya’ya Gezi Düzenledik ;

Çocukluğumuzdan beri hepimiz, Konya’nın coğrafyamızdaki en büyük İl olduğunu, verimli ova ve toprakları ile Türkiyemiz’in buğday ambarı olduğunu öğrendik. Ayrıca, mistik ve dini duyguları daha yoğun yaşayan dindar yurttaşlarımızın çoğunlukla yaşadığı ve tasavvuf ehlinin çok değer verdiği Mevlana Celaleddin – i Rumi’nin de memleketi olarak bildiğimiz için.

Konya mütedeyyinlikten de öte, aşırı dindar olarak yaşayan vatandaşlarımızın çoğunlukta olduğu bir ilimizdir. Halk arasında söylenen “Konya’ya gidenler ve MEVLANA’yı ziyaret edenler YARIM HACI olurmuş” sözünü de bildiğimiz için ve özellikle grubumuzdaki 41 kişiden 28’i ilk kez Konya’da canlı SEMA gösterisi izlemek istedikleri için.

Tüm dünyanın tanıdığı Hz.MEVLANA’nın mezarının da burada bulunması ve her sene Şeb-i Aruz törenlerinde erkenden ve en önden yer kapmaya çalışan siyasi parti başkan ve temsilcilerinin boy gösterdiği yer olarak da kafamızda yer etmiş olmasından. Konya’yı ve Konya halkını, tanımamız açısından bu gezinin yapılmasına karar verilmiştir.

***MEVLANA denince aklımıza HOŞGÖRÜ, SEVGİ ve AŞK geliyor. Buradaki aşk hemen hepimizin aklına gelen aşk değildir, İlahi Aşk = Allah Aşkı’dır. Hepimizin duyduğu ve fakat haydi say bakalım deyince hemen hepsini sayamadığımız MEVLANA’nın YEDİ ÖĞÜDÜ vardır.            Bu ÖĞÜTLER;

1.Cömertlik ve yardım etmede AKARSU GİBİ OL,

2.Şefkat ve merhamette GÜNEŞ GİBİ OL,

3.Başkalarının kusurunu örtmede GECE GİBİ OL,

4.Hiddet ve asabiyette ÖLÜ GİBİ OL,

5.Tevazu ve alçak gönüllülükte TOPRAK GİBİ OL,

6.Hoşgörülülükte DENİZ GİBİ OL,

7.Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün GİBİ OL.

-Bir de Hz. Mevlana’nın felsefi açıdan filozofça ve hümanistçe söylenmiş çok güzel bir sözü vardır: Gel, Gel, Ne Olursan Ol Yine Gel, İSTER KAFİR, İSTER MECUSİ, İSTER PUTA TAPAN OL, Yine Gel. Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da YİNE GEL.

-Bazıları, Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerine ait olan; ELİNE, DİLİNE ve BELİNE HAKİM OL sözünün de Mevlana Hazretlerine ait olduğunu düşünür. Bu söz alimlerimizce HIRSIZLIK YAPMA, KÖTÜ SÖZ SÖYLEME, ZİNA YAPMA anlamını taşır derlerse de, başka bir grup düşünür de EL=VATAN, DİL=TÜRKÇE, BEL = ATALAR, SOY ve NESİL anlamı taşır demektedirler.

-Eline, Diline ve Beline Hakim Ol sözünü ilim ve irfan sahibi kişiler ile siyaset arenasına çıkanların çokça kullandıklarını biliriz. Birde Yüce Allah derki “BANA KUL HAKKI İLE GELME” sözünü çok kullanırlar, bu suçun ve günahın öbür dünyada da affı yoktur.

-Şükürler olsun, içimizde Allah sevgisi taşıyoruz ve imanımız var, bu sözlerin hepsi o kadar güzel ki bizi dinden ve imandan ayırmaz, ayıramaz, sadece biz insanlara öğütler verir.Yunus’un “YUNUS EMRE’nin ”Yaradılanı hoşgör, yaradan dan ötürü” sözü de tasavvuf ehlince ve günümüz siyasetçileri tarafından sık sık kullanılmaktadır.

-Görüldüğü gibi Anadolu topraklarımızın yetiştirdiği ve dünya literatürüne de giren felsefi görüşlerin gerçek sahipleri olan; HACI BEKTAŞ-I VELİ, MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ ve YUNUS EMRE’ye ait olan bu sözler duyan ve okuyanlara doğru yolu gösterir ve insanca düşünceye davet eder. Çok şükür bizlerde bu güzel sözleri duyduk ve okuduk.

-Konya 1071 Malazgirt savaşından beş yıl sonra 1076 yılında Anadolu Selçukluları Devletinin Başkenti olmuştur. Zaman zaman Başkent’in İznik’e taşındığı bilinmekle birlikte 1097 yılından sonra değişmemiştir. Konya’nın tarihi MÖ : 7000’lere kadar dayanmaktadır. Tarihdeki isimleri: Bizans döneminde Tokonion, İkonium, Conium, Stancona, Conia, Cogne, Cogna, Konien, Konia, Araplarca’da Kuniya ve en son şekli ile Konya adı ile anılmaktadır. Bir başka kaynakta ise Konya = İkon = kutsal tasvir anlamına gelir denilmektedir. Nüfusu: 2.296.347 olan Konya, göller hariç 38.873 kilometre kare yüzölçümüne sahiptir.

-Gidiver, geliver Konya altı saat sözü otobüs veya minibüs ile Konya’dan Ankara’ya gidiş ve dönüş zamanı için söylenmiştir. Şimdilerde hızlı tren ile bu süre yarı yarıya azalmıştır. Meram ilçesi ve Meram bağları ile de meşhur bir ilimiz olan Konya, Karamanoğlu Mehmet  Bey’in Türkçemiz’e sahip çıktığı ve resmi dilimiz Türkçe’dir diye ferman yayınladığı bir ilimizdir.

Osmanlı döneminde II nci Ordu Komutanlığı ve Karargâhı 10 KASIM 1918 tarihinde Konya’ya taşınmış ve yerleşmiştir. 1983 yılına kadar burada konuşlanan IInci Ordu Komutanlığı 1983 tarihinde Malatya’ya taşınmıştır. Konya yöresi türkülerinin güzellik ve özellikleri arasında çoğunun asker ve askerlikle ilgili olmasıdır.

***KONYA’DA GEZDİĞİMİZ YERLERE AİT ÖZET ve ÖZEL BİLGİLER

1.TROPİKAL KELEBEK BAHÇESİ:

Konya Merkez Selçuklu ilçesinde ve merkeze 12 km mesafede olup, araçla 20 dakikadır. 2015 yılında açılmıştır, 7200 metre kare alanın 3500 metre karesinde Böcek Müzesi ve Kelebek Bahçesi olarak iki bölümdür.Yapımında 630 ton çelik ve çeşitli ebatlarda 1730 adet cam  kullanılmıştır. İçerisinde 28 derece sıcaklık ve % 80 nem vardır. Bahçede 60 türden 20.000 adet aylık kelebek uçuşu olmaktadır. Bu kelebekler bahçeye Kostarika, Panama, Kenya, Filipinler, Endonezya ve Singapur’dan özel kutular içinde ve Pupa evresinde uçak ile getirilmişlerdir – getirilmektedirler. Bahçede 195 tür bitki mevcuttur.

Böcek Müzesinde; Kelebek Yaşam döngüsü, Böcek Sineması, Kelebek Sınıflandırması, Kelebek Davranışı, Böcek Köyü kısımları vardır.

NOT: -1 : Halk arasında kelebeğin ömrü bir gündür denilmesine rağmen , bu sözün yanlış olduğunu “kelebeklerin ömrünün bir hafta ile bir yıl kadar olduğunu burada öğrendik”

2.SİLLE KÖYÜ:

Kelebek Bahçesinden 7 kilometre 12 dakika mesafededir. Sille ismi Silenos’tan gelmektedir. Kaynayıp coşarak akan su anlamınadır. Sille köyünün 5000 yıllık tarihi geçmişi vardır. Köy civarı TÜF taşı ile kaplıdır. Bu taş Selçuklu zamanında inşaatlarda kullanılmıştır.

Sille’nin rakımı Konya’dan 100 metre fazla olup 1115 metredir. Köye Sille Barajı solda kalacak şekilde girilir. Frigyalılar’dan günümüze kadar ulaşan bir yerleşim merkezidir. Erken Hıristiyanlık dönemi merkezlerinden olup Bizans döneminde tepeler oyularak Hıristiyanların saklanması ve ibadet yapmaları için Mabetler yapılmıştır. Köyde yedi kilise ve yedi köprü ve yedi caminin var olduğu bilinmektedir.Köyün ortasından hala suyu bol ve tertemiz akan İKİ KATLI bir dere geçmektedir.

Selçuklular Konya’yı fethedince burada yaşayan Hıristiyanlar bu köye gelip yerleşmişlerdir. Osmanlı döneminde de Rum ve Türkler birlikte yaşamışlardır. 327 yılında Bizans İmparatoru Costantin’in Annesi Helena Kudüs’e hac için giderken burada konaklamış ve mağaralarda ibadet edildiğini görünce buraya Aya Eleni Kilisesini yaptırmıştır. Ana kubbe ve geçişlerde, taşıyıcı ayaklarda Hz. İsa ve Hz. Meryem ile Havariler’in  Freskleri vardır. Kilisenin arkasında kayalara oyulmuş odalar bulunmaktadır. Oyuk ve mağaralar ile civarın taşı toprağı Ürgüp’ün taşına ve toprağına ve mağaralarına benzemektedir.

NOT:-2: Aya Eleni Kilisesi’nin dünyada insan eli ile ilk kez inşa edilen bir yapı (bina) olduğunu öğrendik, kilise binası halen ayaktadır, restore edilmiş ve fresk ve ikonlar bir kaç yıl önce İtalyan sanatkârlar tarafından aslına uygun olarak çizilmiş ve boyanmış durumdadır.

3.ŞAPEL MÜZESİ: Eleni Kilisesinden çıktıktan sonra 320 metre mesafede, 5 dakika yaya yürüyüş mesafesindeki eski şapeldedir. Müzeye yaya veya otobüsle geçilebilmektedir. Müzeyi görebilmek için mezarlığın geçilmesi gerekiyor. Süt şapeli restore edilerek, 2012 yılında Türkiye’nin ilk Zaman Müzesi haline dönüştürülmüştür. Müzede Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait saatler, cep ve masa takvim ve saatleri ile Osmanlı Padişahlarının günlükleri sergilenmektedir.”Biz yaş ve sağlık durumumuz (70 yaş üstü / müsait olmadığından) yokuşu çıkıp Şapel’e gidemedik.”

-SİLLE MÜZESİ: Konya’nın tarihi ve kültürel geçmişine ışık tutan bir müze olup, el Sanatları ve folklorik yapısını günümüze taşımaktadır. Müze eski ve 100 yıllık bir ilk okul binasının restore edilerek 2017 yılında açılması ile hizmet vermektedir. Sille Medresesi’ne ait yazma eserler bir zamanların en gözde mesleği çömlekçiliğe ait toprak kaplardır.1800 -1900 yıllarında İtalya ve İspanya‘da çok revaçta olan Sille Halıları, hamam kültürünü yansıtan balıklı hamam tasları ile 1945 ‘li yıllardan beri Konya’nın İlk patentli ürünü olan 5 yıl dayanıklı iç ve dış kamyon lastiklerinden üretilen, Hidayet Kolcu’nun Lastik Çarık ve ayakkabıları da burada üretilmektedir.

4.KONYA PANORAMA MÜZESİ ve 80 BİNDE DEVRİ ALEM PARKI:

-Konya panaroma müzesinde; tarihi medreseler, camiler, surlar, askerler, sultanlar ve çeşitli milletlerden insanların heykellerini ihtiva eder.13ncü yüzyıldaki Konya’nın sosyal yaşantısını gösteren bir müzedir. Seksen Binde Devri Alem Parkı 2014 yılının 23 Nisan’ında açılmıştır. Üç farklı park konseptini içerir.1.TARİH ÖNCESİ DÖNEMİ (T – REX parkı), 2. CİHAN-I TÜRK DÖNEMİ, 3.MASALLAR DİYARI…

5.MEVLANA MÜZESİ: Atlas Lale Tarlasından 6.5 km. 15 dakikalık mesafededir.1926 yılına kadar Konya “Asar-ı Atika = Eski Eserler” müzesi adı ile açılmıştır.

HAZRET-İ MEVLANA’nın HAYATI: Ölüm ruhun tanrıya ve sevgiye kavuşmasıdır diyen Mevlana 1207 yılında Afganistan’da doğmuştur. 1273 yılında Konya’da vefat etmiştir. Babası Bahattin Veled Afganistan’da saygın bir kişi imiş, yurtlarını terk etmek zorunda kalıp Konya’ya sığındıklarında Selçuklu Sultanı tarafından el üstünde tutulup ağırlanmışlar, Saray olan Gül Bahçesi onlara hediye edilmiştir. Bu gül bahçesinde de Mevlevi Dergahı kurulmuştur. Müzede Mevlevi Tarikatı üyelerinin nasıl yaşadıkları, Derviş Hücreleri, İbadet ve Eğitim Mekanları vardır. Mevlana’nın kendisi KUBBE-İ  HAR’da = YEŞİL KUBBE olarak anılan türbede yatmaktadır. Mevlana’nın en büyük eseri 1278 tarihli en eski nüshası Mevlana Dergahı Eserleri, Sekiz Telli Keman, Sabır Taşları ve Astronomi derslerinde kullanılan Küre’de buradaki müzede sergilenmektedir. Mevlana iki evlilik yapmış, Gevher Sultan’dan Sultan Veled ve Alaaddin isimli oğulları, ikinci eşi Kira Hatun’dan da Muzaffer Alim Çelebi ve Melike Hatun isimli iki çocuğu olmuştur. Mevlana Müzesindeki SEMA gösterileri saat 1900 ‘da başlar ve bir saat sürelidir.

6.HALK ETLİ EKMEK ve GAZYAĞCI FURUN: Mevlana Müzesinin 950 metre doğusundadır, yaya gidilebilir. 5 km. batıda Meram’da da Gazyağcı Fırın vardır. Bu fırına ancak araçla gidilebilir.

7.KYOTA JAPON PARKI: Konya – Ankara yolu üzerinde ve Konya’ya 14 km mesafededir. Konya ile kardeş belediyecilik kapsamında 36000 metrekare ye inşa edilmiştir. 0800 – 2300 saatleri arasında açıktır, giriş ücretsizdir. Büyük gölette kazlar ve kuğular bulunur. Ayrıca Japonlar’a özgü yiyecek, suşi de burada bulunan restoranlarda yenilebilmektedir.

8.KIZÖREN OBRUĞU: Konya’ya 71 km – 56 dakika mesafede Aksaray yolu üzerindedir. Türkiye’nin en büyük obruğudur. Yanındaki tarihi kervansaray otel olarak restore edilmektedir.

GEZİ İZLENİMLERİ ve SONUÇLAR:

1-Gezi ve yolculuk esnasında arkadaşlarımız arasında yapılan şaka, jest, mimik ve espriler bizleri güldüren, sevindiren ve mutlu eden olaylardır, grubumuzun güzel davranışlarıdır, ayrıca aramızda GAZİLİK madalyasına sahip olan arkadaşlarımız vardır, onlar da onur ve gurur kaynağımızdır.

– Otobüste herkesin yeri var olmasına rağmen bir arkadaşımızın dönüş yolculuğunda hostes koltuğuna oturarak seyahat etmesini anlayamadık. (sebebini kendisinden öğrenemediğimiz bir olaydır)

-Başkanımız Feryal TÜRKÖZ’ün navigasyon ile Karatay Müzesi güzergâhını keşif ve takip ederken, neredeyse araç trafiğinde ezilecek durumda kalması da…(Şükür, Allah korudu dediğimiz bir olaydır.)

-Kadir kıymet bilen tüm arkadaşlarımızın ve eşlerinin ayrıntılı planlama, titizlikle icra ve emniyetle grubumuzu sevk ve idare etmesinden dolayı Başkanımız Feryal TÜRKÖZ’e ayrı ayrı teşekkür etmeleri samimi itiraflarımızdır. Tekrar candan teşekkür ederiz.

-Konya’da ikamet eden gönlü zengin vefalı devre arkadaşımız Emekli Jandarma Subayı Oğuz KOCAUSTA bizleri kendi kafesinde ağırladı. Ayrılış günü de hazırladığı yolculuk ikram paketleri ile bizleri mahcup etti. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Oğuz KOCAUSTA Selimiye Askeri Orta okulundan ve Kuleli Askeri Lisesinden beri sevdiğimiz babacan bir arkadaşımızdır. O gün duygulu ve heyecanlı bir şekilde anlattığı askerlik hayatı tam bir romandır. Erkenden ve niçin meslekten ayrıldığını… o anlatmaya doyamadı…biz de dinlemeye doyamadık…Kendisi yolda ve İzmir’e geldiğimizde bizleri merak ettiği için iki kez arayıp sormuş ve selamlamıştır. ***Her gittiğimiz ve gezdiğimiz yerde hatıra fotoğrafları çektirdik, paylaştık ve çok güzel anılar biriktirdik.

-Ses yayın cihazımız çalışmıyordu, gruba hitaben yapılacak konuşmalar ve rehber anlatımları için mikrofona ihtiyaç duyuldu.(Yaka mikrofonuna ihtiyaç olduğu yönetimce önceden duyurulmuştu.)

-Başkanımızın kendi eseri olan “el oyması ahşap resimlik” çok beğeni topladı ve kendi eli ile Turgut AVANOĞLU ve eşi Aliye Hanım’a  alkışlar eşliğinde armağan edildi. (kendi yerlerini kendi istekleri ile Başkanımız’a  verdikleri için)

-Başkan Yardımcımız Kamil TATLICI ve Eşi Semra Hanım’ın önerileri ile, Başkanımız’a armağan ettiğimiz Columbia marka sweatshirtün güzelliğinden bahsetmeden ve Başkanımıza da çok yakıştığını söylemeden geçemem. Güle güle iyi günlerde kullansın ve sırtında paralansın.

2- Konya, coğrafyamızdan da bildiğimiz, çok büyük düzlüklerden oluşan bir ova ve tarım alanıdır. Şehir, tarihi gelişim ve sosyal yaşam bakımından önemini hala korumaktadır. Geniş cadde ve sokakları, modern bina ve yapıları ile geçmiş tarihini ve hali yansıtmaktadır. Çok geniş topraklara sahip olmasına rağmen, toprakları her türlü tarıma uygun vasıflar taşımaz, buğday ve ayçiçeğinin daha çok ekildiği bir yerdir. İçme ve sulama amaçları ile yer altı suları sondajlar ile çekildiği için bölgede derin ve tehlikeli obruklar oluşmaktadır. Konya halkı dindar ve mutaassıp kişilerden oluşmaktadır. Genç ve orta yaşlı vatandaşlarımız bile kendi şehirlerini tanımıyor, kişiler 100 metre yakınındaki tarihi ve turistik yerleri bilmiyor ve nerede olduğunu tarif edemiyor. Yerli ve yabancı turistlere yardımcı olabilmek için çırpınan ve samimi bakış ve davranışları ile ilgi gösteren kişi görmekte zorlanırsınız.

3- Zenginlerin ve varlıklı kişilerin çok fazla olduğu hissedilir derecededir. Meram ilçesindeki villa ve müstakil evler sahil kentlerimizi aratmayacak kadar lüks yapılardır. Dikkat çeken diğer bir konu da her bina ve yapının üzerinde KİM veya hangi ŞİRKET tarafından hangi isim ile yapılmış olduğunun yazılı olmasıdır. Yazılı olmayan bir bina ve yapı hemen hemen yok gibidir. Başka yerlerde olduğu gibi SATILIK EV levhası göremezsiniz, onun yerine SATILIYOR levhası asıyorlar.

-Konya Belediyesi dahil bazı belediyelerin, halkın parasından oluşan bütçelerinden milyarlarca lira para harcayarak DİNOZOR heykellerine yatırım yapmaları bir türlü anlaşılamamaktadır. Buna rağmen son günlerde, modern düşünceyi ve laik sistemi benimseyen halk kesiminin % 50 gibi bir oranı yakaladığını gördük ve duyduk. ***Sille köyünden dönüşte mihmandarımız Hüseyin Bey, yol üzerindeki meyve ağaçları üzerinde yetişen ve yaşayan ÖKSE OTU ve onun faydalarından bahsetti. Bilgilendik ve insan bünyesine çok sayıda faydası olduğunu öğrendik.

4- Konya’nın etli ekmeğini ve fırın kebabını yedik, dondurmalı höşmelim (dondurmalı un helvası)’nı tattık, Konya’nın spesiyali olan Konya şekeri ve akide şekerini tattık, konu ile ilgili olarak epeyce sayıda dükkan ve satış yerlerinin  mevcut olduğunu gezerek gördük.

5- Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çok müstesna heykellerinden birisi olan ve eliyle “Buğday Başakları Tutan” Yüce ATATÜRK heykelini de görmüş olduk. Gerçekten, KONYA ve YÖRESİ GÖRÜLMEYE DEĞER BİR YERDİR.

6- Keza bölgeyi gezerken; Nükte Kahramanımız NASRETTİN HOCA’yı değişik heykelleri ile birçok yer ve güzergâhta gördük, andık ve hatırladık. Dönüşte uğradığımız Afyon’da şehir merkezinde gezerek alışveriş yaptık. Kaymaklı ekmek kadayıfı yedik ve satın aldık, afyon kaymaklısı, sucuk ve şekerlemeler ile yöreye ait ürünler aldık. AFYON kendisine has özellikleri ile GÜZEL bir ilimizdir.

Arkadaş ve eşlerimiz ile birlikte yaptığımız Konya gezimizi tüm detayları ile anlattım. Çok şükür sağlıklı bir şekilde, kazasız ve belasız gittik, gezdik, gördük ve salimen evlerimize döndük.

Daha başka gezilere ve nice etkinliklere katılmak kısmet olur inşallah diyorum. Tüm arkadaşlarıma ve okuyucularıma saygı ve selamlarımı iletiyorum.

3 MAYIS 2023

Muharrem KAYNAK

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb