reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 10.01.2022 1219 Görüntüleme
Muharrem Kaynak

Muharrem Kaynak

EL ELDEN, AKIL AKILDAN ÜSTÜNDÜR

El elden, akıl akıldan üstündür derler doğrudur, inanırım ama siz asla kendinizi o ellere ve onların akıllarına teslim etmeyin, onların kulu kölesi olmayın. Unutmayın sizin de iki eliniz var, sizin de aklınız var, ellerinizi ve aklınızı çalıştırın ve kullanın. Elleriniz dert görmesin, hay aklınızla bin yaşayın… diye onları takdir edebilirsiniz. Esasen halkımız bu şekilde bir takdir ve teşekkürü yeğlemektedir.

Artık ben ne elin eline bakmak, nede elin aklına göre hareket etmek istemiyorum. Bu konuyu uzun uzun düşünüyorum, ben neyim, ben kimim, benim aklım yok mu, benim aklım ermiyor mu, bunu ben yapamıyor muyum, ben düşünemiyor muyum falan gibi…

Mesela, bir zamanlar… ben de her gün günlük gazetelerden birkaç tanesini alır okurdum, hiç gazete okumadan günüm geçmezdi “ekonomik, güncel, aktüel ve siyasi olayları pek değerlendiremezdim.” Herkes gibi gazetelerdeki köşe yazarlarının yazılarını okurdum /okurduk, ama Çölaşan olamadım / Çölaşan olamadık, derken Dündar geldi, dünler bana dar geldi / dünler bize dar geldi- yarınlar bol, Özdil geldi, dilim özüme /dilimiz özümüze dönmedi…

Hasan Pulur’a Allah rahmet eylesin, herkes gibi bende onun yazılarını okurdum ama hiçbir şey onun dediği gibi olmadı, yani doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlardı. Hatta Güzin Abla ve Güzin Abla’ya sorulan sorular ile onun sorulara verdiği cevapları falan uzun süre okudum…  Ama tatmin olmadığım gibi profesörde olamadım. Güzin Abla’ya (Güzin Sayar’a) ‘da Allahtan gani gani rahmet diliyorum.

Aynı fikir ve düşünce yapısına sahip olduğum veya öyle zannettiğim için bu değerli kişileri okuyor ve izliyordum, ama şimdi yaşım yetmişi geçti, kendi kendime bir karar verdim, artık onları ve onların yazılarını “canım isterse okuyorum ama asla onları izlemiyorum “Zaten, Hasan Pulur ile Güzin Abla’da hakkın rahmetine kavuştular.

Neden okuyup izlemediğimi de size anlatmak isterim. Artık ben kendi inisiyatifimi kullanıyorum ve kendi aklımla karar vererek günü, günlük olayları ve geleceği, siyasi, sosyal ve bilimsel olay ve gelişmeleri onlar gibi izleyip değerlendirebiliyorum.

Yetmiş yıllık bir yaşamın kazandırdığı deneyim ve tecrübelerden sonra diyorum ki; Aziz ve Asil Türk Milleti’nin geleceğinden endişe duyuyorum. Neden mi; çünkü ben çocuklarımın ve torunlarımın tüm Türk halkı ve Türk Gençliği’nin “Atatürk İlke ve İnkılapları ışığında” aydın, vatanını ve milletini seven, ilim ve irfan sahibi bireyler olarak yetişmelerini ve hür yaşamalarını arzu ediyorum.

Ünlü Fransız düşünür Montaigne demiş ki; Doğanın istediği gibi düşün ve yaşa, hiçbir kitabın ve hiçbir doğmanın kölesi olma. “Montaigne :28 Şubat 1533- 13 Eylül 1592” Montaigne’in bu sözünü benimsedim ve bu sözde ifade edildiği gibi hür yaşamak istiyorum, benimki bir anlayış ve uygulama tarzıdır, iyi bir uygulama yaptığımı düşünüyorum ve samimiyetle tüm okuyucularıma öneriyorum. Yanlış anlaşılmasın bu söz Montaigne tarafından büyük bir deneyim ve tecrübelerden sonra söylenmiştir. Kulağımıza küpe olabilecek aynı veya benzer bir sözü bir başka yazar, hatip, edip, düşünür veya filozof da söylemiş olabilirdi.

Sonuç; Tek düze- monoton bir hayat sürmeyelim, okuyalım- araştıralım, irdeleyip- inceleyelim, sorgulayalım ve aklımıza uygun olan ne ise onu almaya- anlamaya ve benimsemeye kendi hür irademizle ve kendi inisiyatifimizle karar verelim, tekelci ve dayatmacı zihniyet ve otoritelerin kul ve kölesi olmayalım. Akıl sağlığımız yerinde olduğu sürece, ilim Çin’de de olsa ulaşalım ve alalım, ilim ve bilimin ışığı altında okuyalım ve öğrenelim.

10 Ocak 2022

Muharrem Kaynak

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb