reklam
reklam reklam reklam
Ana Sayfa Sür Manşet, Yazarlar 28.10.2021 1120 Görüntüleme

Balkan Savaşı-8 (Kaybedilmesinin Sebepleri ve Yapılan Hatalar)

Savaş öncesi Osmanlının durumunu yukarda izah etmiştik. Askeri stratejide çok önem verilen “Stratejinin hatasını taktik kahramanlık kapatamaz” sözünden ders almak gerekirse, Osmanlı savaşı daha başlamadan kaybetmişti diyebiliriz.

Osmanlı Devleti savaşa girerken çok büyük imkânsızlıklar içindeydi ve ekonomisi çok kötüydü. İkmal ve Levazım Teşkilatı bozulan Osmanlı ordusu seferberliğini çok geç yapabildi. Savaş esnasında merkezden ikmal ve iaşe yapılamaması orduyu açlıktan kurtarmak için mahallinden erzak temini gerekmiştir.

Halkın kendine yetecek erzakı olmadığından buna yanaşmamış elindeki sınırlı erzakı ve hayvanları zorla alınınca devlete karşı tepkileri daha da artmıştır.

Almanların yardımıyla orduda bir kısım modernizasyonlar yapılmışsa da bunlar yetersizdi.

–      Eğitimi çok yetersiz, birlik mevcutları %35 gibi çok düşük seviyede, ulaştırma imkânı kısıtlı, ikmal teşkilatı işlemez durumda, harp stoklan yetersiz ve hareket kabiliyetinden yoksun durumda idi.

–      En önemlisi ordu içinde birlik beraberlik, disiplin ve askerlik anlayışı yok idi.

–      Siyasi çekişmeler orduyu da çeşitli gruplara bölmüştü. Subaylar arasında doğan husumet vatan savunması için omuz omuza çarpışmayı bile engelleyecek durumdaydı.

–      Bunlar yetmiyormuş gibi, Balkanlardaki gerginliğin artması üzerine büyük devletlerin “Balkanlarda bir harp çıksa dahi Balkanlardaki statükonun değiştirilmeyeceği” yolundaki beyanatlarına aldanarak, (120 Tabur) 70.000 yetişmiş er, harbe girmesi her an muhtemel olan iki ordudan terhis edildi.

–      Ayrıca bazı birlikleri Trakya ve Makedonya’dan uzak yerlere göndermişti.  (Trablusgarp’a ve isyan nedeniyle Yemen’e 35 tabur gönderilmişti).  On iki Ada’yı işgal eden İtalyanların bir çıkarmasına karşı Selanik ve İstanbul ordularından bir kısım birliklerin İzmir bölgesine kaydırılması Balkan ordularının büyük ölçüde zayıflamasına sebep olmuştu.

–      Birlik mevcutlarının barış kadrosunun bile yarısından aşağıya düşmüş olması nedeniyle, Savaş ilan edildiğinde Balkanları koruyacak büyüklükte bir Osmanlı Ordusu bulunmuyordu. Buna rağmen dört cephede birden savaşmak zorunda kalınmıştı.

–      Doğu Ordusu 478.848 kişi ile harbe katılması gerekirken-yukarda sayılan aksaklıklar nedeniyle-115.000 kişi ile;

–      Batı Ordusu 334.815 kişi yerine 175.000 kişi ile harbe katılmak zorunda kaldı.

–      Hazırlanan planların ve seferberliğin uygun yürütülememesinden dolayı da her iki ordu toplam 290.000 askeriyle, Balkanlıların 480.000 kişilik ordularına karşı savaşmak zorunda bırakıldı.

–      Ayrıca mevcut erlerin de 1/8’i tüfeksiz idi.

–      Gelişmeler takip edilememişti; hatta Sultan Abdülhamit Han bile, gazete okuması yasak olduğu için dört Balkan devletinin ittifakını çok geç öğrenmişti.

–     Trablusgarp Savaşı’nın (1911) orduda yarattığı zafiyet,

–      Osmanlı Devleti’nin diğer ülkelere göre sanayisinin gelişmemesi

–      Sırbistan’ın Almanya’dan satın aldığı ağır silahların Selanik Limanı üzerinden geçirilmesine şaşırtıcı bir biçimde izin verilmiş olması ve dolayısıyla Balkan devletlerinin silahlanması hususunda kayıtsız kalınması,

–      Ordunun hem karada hem de denizde yeterli olmaması, donanma eksikliğinin bulunması.

–      Birliklerin sabotaj ve baskınlara açık ileri mevkilerde mevzilendirilmesi,

–      31.Mart olayı, Dürzi isyanı gibi iç karışıkları sayabiliriz.

–     Savaşın başında istihbarat yetersizliği nedeniyle yanlış tertiplenme ve hazırlıksız bir şekilde Bulgar ordusuna taarruz edilmesi.

İşin daha da kötüsü Rumeli’de ikmal yolarında yaşanan sorunlardı. Rumeli’deki Osmanlı demiryolu ağı cılız, koruması zayıf ve asker taşımak için yetersiz bir durumdaydı. Anadolu ile bağlantıda sorunlar yaşanmaktaydı.

Deniz yolunda ise Yunanlılar donanmalarını geliştirmişler ve Osmanlılardan denizde üstün bir konuma erişmişlerdi.

Osmanlı Ordusunu oluşturan Nizam denen birlikler düzenli ve iyi donanımlı askerler olmasına rağmen Redif denen takviye (yedek) askeri kuvvetler ise disiplinsiz ve tecrübesiz, eğitimsizdi. Savaş esnasında Redif (yedek) askerleri paniğe kapılarak kaçması bütün ordunun bozulmasına sebep olmuştu.

En önemlisi Osmanlının topçu başta olmak üzere silah ve teçhizatı yetersizdi. Özellikle ordunun ulaştırma imkanları ve ikmal sistemi berbat durumdaydı. Trakya’nın meşhur yağmur ve çamuru, zaten zar zor işleyen bütünleme hizmetini içinden çıkılmaz bir hale getirmişti. Demir ve denizyolları elden çıktığı taktirde Batı ordusunun savaş gücü azalmış olurdu.

Kolordular birbiriyle haberleşemiyordu. Telefonlar çalışmıyordu. (DEVAM EDECEK)

 

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb