reklam reklam
Ana Sayfa Siyaset, Sür Manşet 6 Ocak 2021 1285 Görüntüleme

Beykoz Planlarına İtirazlar Yeniden Gündeme Geldi

İBB Meclisi'nde 2020 yılının son toplantısında Beykoz'daki bazı bölgelerdeki planlara yapılan itirazlara ilişkin oylama Beykoz Meclisine taşındı.

İBB Meclisi’nde 2020 yılının son toplantısında Beykoz’daki bazı bölgelerdeki planlara yapılan itirazlara ilişkin oylama Beykoz Meclisine taşındı.

Geçtiğimiz ay İBB Meclis toplantısında Beykoz’daki bazı bölgelerin planlarına yapılan itirazlar, Beykoz Belediye Meclisinin yeni yıldaki 2. oturumunda gündeme geldi.

İBB ve Beykoz Belediyesinin CHP’li Meclis Üyesi Cemal Yavuz, Büyükşehir Meclisinde gündeme gelen oylamanın vatandaşa farklı lanse edilmeye çalışıldığını ifade ederek, yapılan oylamanın planlamalara ilişkin değil, planlara yapılan itirazların oylandığını söyledi.

Yavuz, “Başta Tokatköy olmak üzere toplamda 11 mahalleyi ilgilendiren planlara yapılan itirazlar oylandı. Özellikle bu konuya dikkatinizi bir daha çekmek istiyorum. O günkü oturumda, planlar oylanmadı. Planlara yapılan itirazlar oylandı.” dedi.

İtirazların kat artışlarıyla ilgili olmadığını Meclis Üyeleriyle paylaşan Yavuz, bölge ile ilgili vatandaşların birçok dilekçesi olduğunu fakat bunların gündeme getirilmediğini aktardı.

İtirazların yok sayıldığı düşüncesini de paylaşan Yavuz, “Bölgenin coğrafi yapısını bilmeden hiçbir teknik alt yapı çalışmasına tabi tutulmadan komisyon tarafından yani masa başında yapılan bu değişiklik ile birlikte tüm plan bölgesini ilgilendiren son oylamada gündeme gelmeyen değişiklikler de yapıldı.” ifadelerini kullandı.

Cemal Yavuz, planlara yapılan itirazlar içerisinde en önemli itirazın orman sınırına yakın olan bölgelerdeki parsellerin 3 kattan 5 kata çıkarılmasına ilişkin olduğunu söyledi.

Yavuz, şunları kaydetti: “Söz konusu bu plan bölgesindeki toplam yerlerin yüzde 15,2’sini ilgilendiren bir oylamaydı. Kısaca söz konusu bu bölgede yaşayan 36 bin kişiyi ilgilendiren bir oylama değildi. Maalesef ilçemizde bu ve buna benzer konularda olayın özüne göre değil de birilerinin sözüne göre yorumlar yapılınca çıkan sonuç tartışma konusu olmaktadır.

Geri görünüm etkilenme adı altında yapılan ilk plan çalışmalarında söz konusu plan bölgesinde içine alan daha geniş bir plan çalışması idi, daha yolun başında planlar 1.2. ve 3.etaplara ayrıldı.

Bu planların etaplara ayrılmasındaki gerekçe neymiş yapılacak olan planlara itiraz edildiğinde karşılaşılacak olan olumsuzlardan dolayı planların tamamı değil de bir kısmının iptal olması imiş.

YANİ DAHA İŞİN BAŞINDA YAPACAK OLDUĞUNUZ İŞİN DOĞRU OLUP OLMADIĞINDAN EMİN DEĞİLSİNİZ…

Oysaki adil ve adaletli davranan insanların gelecek le ilgili böyle kaygıları olmaz. Bu yerlerdeki 3 katın 5 kata çıkartılması önerisini CHP getirmiş olsaydı yorumlar daha farklı olacaktı.

Söz konusu bu yerlerin orman sınırında komşu olması dolayısıyla CHP ormanları yeşili katleden planlarda yoğunluk artıran Beykoz’u beton yığınına çevirmek isteyen bir zihniyete sahip olduğu söylenecekti.

Söz konusu Çavuşbaşı ve Görele’de sit derecelendirme çalışması yapıldı. Yapılan bu çalışmalar neticesinde o bölgedeki korunan alan miktarı bir önceki çalışmaya göre artırıldı.

Bu ne demek korunan alan miktarı artırıldı ise yapılaşma alanları azaldı.

Diğer plan bölgesi olan Tokatköy ve mahallelerde ise 3 katın 5 kata çıkartılması, o bölgede yoğunluk artışı olduğu anlamına gelir.

Her iki düşüncenin de doğru olduğunu savunan zihniyetin altında yatan gerçek gelecekte bu yerlerde oturacak olan kişilerin sosyal statüsüne göre planlar mı yapılıyor diye düşünmeden geçemeyeceğim.

3 ay önce sayın başkanın meclis kürsüsünden yaptığı konuşma sırasında planları CHP grubunu göstererek buyurun planları yoğunluk getirmeyecek şekilde CHP grubu yapsın demişti.

Sayın başkanın planlar konusundaki yoğunluk hassasiyetini, bitmiş olan Tokatköy planlarında göremedik.

Planları 3 kata göre yapan daha sonra 5 kata çıkartan kişi ve kurumlar aynı.

Burada yapılan bu kat artışı ve düzenlemeler vatandaşın lehinde mi, aleyhinde mi olduğunu bu düzenlemeler kimler için yapıldığını zaman içinde göreceğiz.”

Gelecekte nelerin olabileceği ile ilgili düşüncelerini paylaşmak istediğini dile getiren Yavuz konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu bölgenin planlarında yapılan son düzenlemeler ile ilgili plan bölgesinin çok az bir kısmını ilgilendiren 3 katın 5 kata çıkarılması konuşuluyor. Oysaki plan bölgesini ilgilendiren kot gerçeği gündeme getirilmiyor.

NEDEN KOT GERÇEĞİNİ ANLATMIYORSUNUZ?

Planlarla ilgili asıl önemli konu yapılan ve gelecekte yapılacak olan planlarda belirlenecek olan yapılaşma kriterleridir. Yapılan ve yapılacak olan planlarda üzerinde durmamız gereken çok ciddi ve hassas konu planlardaki kat gerçeğidir.

Daha önceki planlarda kottan dolayı bodrumlar emsale dahil değildi, çatı katı yapma hakkı vardı. Yapılan son düzenlemelerde bodrum katları emsale dahil edildi, çatı katları yok edildi.

Söz konusu bu kot gerçeği ile ilgili gelecekte sosyal ve ekonomik açıdan karşılaşacağımız olumsuzluklardan birkaç örnek vermek istiyorum. Beykoz’un coğrafi açıdan engebeli arazilerden oluşmasından dolayı ortaya çıkacak görüntü nasıl olacak. Yapılacak olan binaların kotları yoldan değil de araziden düşük noktasından alınacağı için arazinin eğimine göre cadde veya sokaklarda 3-4-5 katlı binalar göreceğiz. Binalardaki dairelerin bazıları yolun altında kalacak bu sistemde vatandaşa rutubetli ve sağlıksız bir ortamda yaşamaya mecbur bırakıyorsunuz. Çevresel görüntüsü ise ayrı bir handikap.

Çavuşbaşı plan bölgesinde bu durum daha da vahim bu bölgede düşünülen 2 kat.2 kat yapılaşma arazinin durumuna göre bazı binalar yoldan dahi gözükmeyecek. Yoldan geçen araçların sıçrattığı çamurlar, bahçenize ve evinize sıçrayacak.

Bir an da evinizin çatısında bir arabada görebilirsiniz.

Bu ve buna benzer kot gerçekleri 500-800-1000 metre arsaları ilgilendiriyor.30-40 dönüm arazileri ilgilendirmiyor. Çünkü büyük arazilerde binaları istediğiniz yerlere yerleştirebilirsiniz.

Sonuçta ortaya çıkan deyim “Kaşıkla verilip Kepçe ile almak oluyor”

Kaşık ile verilenler lebi derya gösteriliyor. Kepçe ile geri alınanlar ise gündeme dahi getirilmiyor.

BU GERÇEKLER NEDEN GÜNDEME GELMİYOR?

Amaç hizmet değil reklama yönelik olunca konuların içinde reklam değeri olan cümleler gündeme geliyor.

Beykoz’un plan ve mülkiyet konusundaki gerçekler dağın gözüken yüzünde değil gözükmeyen yüzünde gizli. Dağın gözüken yüzü çok güzel toz pembe bu gizlilik çok uzun sürmeyecek.

Beykoz halkı o dağa doğru yürüyor. Dağın zirvesine çıktığında dağın her iki yüzünü de görecek. Dağın ön yüzü ile arka yüzünün farklı olduğunu görecekler.

VATANDAŞIMIZ BU DURUMU NE ZAMAN GÖRECEK PLANLARIN UYGULAMA AŞAMASINDA YANİ İNŞAAT YAPIMINDA GÖRECEK…

Belediye başkanımızın planlarla ilgili konuşmalarını duyamıyoruz. Yazılarını okuyamıyoruz.

Belediye başkanımız Çavuşbaşı’nın ve Görele mahallesinde yapılan yasal düzenlemeler ile ilgili mülkiyet ve plan çalışmalarını Tokatköy ve diğer mahallelerle ilgili yapılan plan çalışmaları ve bu çalışmalarla ilgili gelinen süreç konusunda meclisi bilgilendirmesini isterdim.

Sayın başkanın planların uygulama aşamasında yani inşaat yapımı aşamasında bu planların vatandaşlarımızın beklentilerini karşılayamayacağı yani vatandaşı mutlu etmeyen planlar olacağından dolayı tereddüttü veya şüphesi mi var?

Sayın başkanın bu aşamada gelecek olan tepkilere göre mi hareket etmek için sessizliğini koruyor.

Yapılan planlara tepkiler olumlu ise ben yaptım, olumsuz ise bu planların benimle ilgisi yok, benden önce yapımına başlanılmış planlar deyip, kendisini savunacak bunu da zamanla göreceğiz.

Beykoz’da özellikle plan ve mülkiyet problemleri çözülene kadar bu konu ile ilgili gerçekler konuşuluncaya kadar bu sorunları her alanda ve her platformda dile getireceğim.

Plan yapmak ve yapılan planlardaki yapılaşma kriterlerini belirlemek bakanlığın ve belediyenin görevidir. Planlarda önemli olan yapılaşma kriterlerinin doğru belirlenmesidir.

Planlardan sonraki yapılacak inşaatların 50-60 yıl hizmet vereceğini düşündüğümüzde yapılan planlarda o bölgenin 50-60 yıllık sosyal ekonomik ve coğrafi yapısını belirlemiş olursunuz.

Planlar bittikten sonra belediyelerin görevi ruhsat verip yapılan inşaatların ruhsata uygun olup olmadığını denetlemektir. Yapılan planları inşaata dönüştürmek firmaların ve vatandaşın yani özel sektörün işidir.

Bakanlık veya belediye plan yapımında üzerine düşen görevleri yapmadığı veya geciktirdiği müddetçe vatandaşı ilgilendiren inşaat yapım süreci başlamaz.

Beykoz’da planlar ile ilgili yapılan konuşmaları 10-15 yıldır dinliyoruz. Maalesef 10-15 yıldır belediyeler plan yapım sürecini tamamlayıp planlar bir türlü vatandaşın ruhsat alacağı aşamaya gelmedi.

ELBETTE UNUTMAMAK LAZIM BAZI KİŞİLER BUNDAN İSTİSNAYA UĞRADI…

Çünkü geçen süreç içinde yapılan plan ve diğer çalışmaların Beykoz’un sorunlarının çözümüne endeksli değil seçimlere endeksli çalışmalar olduğunu gördük.

Yapılan ve yapılacak planların alt yapı çalışmalarına baktığımızda Beykoz’da imar ve mülkiyet konusunda siyasi rant hesaplarının bittiğini bundan sonraki süreçte ticari rant hesaplarının yapıldığını görüyoruz.

Geçmişte siyasi rant hesaplarının gerçeğini nasıl gördükse gelecekte ise ticari rant hesaplarını göreceğiz. Plan ve mülkiyet konusunda geçmişte yapılan gelecekte yapılacak olan uygulamaların ne amaçla yapıldığı gerçeğinin Beykozlular farkında ve bilincinde.

BEYKOZLU HER ŞEYİN FARKINDA…

İlçemizde gündeme dahi gelmeyen 50 yıllık hisseli yerler var. Bu yerler müstakil parsele dönüşmediği müddetçe, bu yerlerde mülkiyet problemi olan yerlerdir.

İlçemizde mahkemelik olan yerler var.

Taksitlerini ödemeyeceği için tapusunu alamayanlar var.

Çeşitli kurumlarla sorunlu olan yerler var.

Bu ve benzeri mülkiyet problemi olan yerlerde yapılacak olan planlarda tapuları olmayan kişiler mağdur olacaktır.

Beykoz’un plan probleminin çözümü mülkiyet probleminin çözümünden geçer. Birilerine   Ticari kazanç sağlama adına yapılan ve yapılacak olan planlar sorunu çözmeyeceği gibi daha da karmaşık bir hale getirecektir.

Mülkiyet probleminin çözümünü sadece tapu verilmesi olarak düşünmeyelim. Tapu bir güvencedir ama problemin tam çözümü değildir. Mülkiyet probleminin çözümü planlarla belirlenir.

Seçimlerden önce seçim kazanma adına hiçbir alt yapısı olmadan verilen tapular plan yapım aşamasında ve uygulamada vatandaşın mağdur olmasına sebep olacaktır.

Vatandaşın parasını ödeyip aldığı bu yerlerde plan yapım aşamasında plan bölgesinde yasa gereği sosyal donatı adı altında kamusal alanlar oluşturmak mecburiyeti var. Okul-cami-yol-park-sağlık ocağı bu ve buna benzer sosyal amaçlı kullanılacak yerler için Beykozlunun parasını ödediği yerlerden %45’e kadar olan kısmı bedelsiz olarak geri alınacaktır.

Sorun bununla da bitmiyor planlarda yeriniz okulda-parkta yolda bunlara benzer kamusal hizmet alanlarında kalabilecek.

Sonuçta tapuların verilmesinin çözüme odaklı bir hizmet olmadığı ortaya çıkıyor.

Geçmişte plan ve mülkiyet konusunda yapılan yanlış uygulamaların bedelini bugün ödüyoruz. Bugün yapılacak yanlış uygulamaların bedelini gelecekte ödeyeceğiz.

Konuşmalarımdaki bütün amacım gelecekte Beykozlunun bedel ödememesi içindir.

BEYKOZLUNUN BEDEL ÖDEYECEK GÜCÜ KALMADI ARTIK YETER…

Beykoz’da 2b ve diğer kurumlara ait arsa ve arazilerin satışı yapılmadan önce planlar yapılmış olsaydı. Bugün bu sorunları konuşuyor olmayacaktık.

Mülkiyet ve imar konusundaki önceliğimiz Beykoz’un çamurlu yollarında yürüyen, topraklı yolların tozunu yutan insanlar olmalıdır.

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb