reklam reklam reklam
Ana Sayfa Yazarlar 26.01.2018 1786 Görüntüleme

MENBİÇ

İstiklali ve istikbalini muhafaza ve müdafaa etmek amacıyla küresel maşaların harekât alanı olan Ortadoğu bataklığına müdahalesi şart olmuştu Türkiye’nin… Afrin Operasyonu’nun ilk günlerinden itibaren elde edilen başarılar, Türk Milletine moral ve güç verirken, PKK ve küresel efendilerini sarstı…

Sözde stratejik ortağımız ABD ile ilişkilerimizi son yıllarda zehirleyen birçok provokatif olay yaşanmakta. Ancak ABD tarafından 5.000 tır silah verilip sınırımızda PYD/PKK ordusu kurulmaya çalışılması kabul edilemezdi.

İkinci Dünya Savaşı sonrası, Kars, Ardahan ve Artvin’i isteyen Sovyet Rusya’nın tehditleri ve ekonomik sıkıntıları nedeniyle Batı Blokunda yer almak isteyen Türkiye’nin o günkü askeri, ekonomik ve siyasi durumu ile bugünkü durum çok farklı.

Ankara, yıllardır YPG’nin ülkemizde yıllardır binlerce insanı katletmiş olan PKK’nın Suriye’deki uzantısı olduğunu anlatmaya çalışmasına rağmen, Batı Dünyası duymazlıktan ve anlamazlıktan gelmeye devam etti.

İç savaş sebebiyle ülkelerini terk edip Türkiye’ye gelen 3,5 milyon Suriyelinin durumu da giderek sosyal, kültürel, insani ve ekonomik bir yaraya dönüşmekte olduğundan sonsuza kadar sürdürülemez…  Sığınmacı veya mülteci durumunda bulunan milyonların ülkelerine dönebilmeleri için Suriye’nin bir an evvel iç savaşı bitirerek, ülkesinde huzur ve güveni inşa etmesi gerekir. “Zeytin Dalı Operasyonu” bölgeyi terör örgütlerinden temizlemek suretiyle, bu konuya da zemin oluşturacaktır.

Afrin’den sonra Harekâtın 3.ncü aşaması olan Menbiç’in sırada olduğu ifade ediliyor. ABD’nin Fırat’ın batısındaki Menbiç kasabasında askerlerinin bulunduğu, burada yeni ortağı terör örgütü PYD/YPG’ye eğitim verdiği bir gerçek.  Buradaki terör unsurlarının daha hazırlıklı olmasına rağmen Türk Ordusunun gücü karşısında fazla direnme şansları yok.  ABD’nin de Türkiye’nin operasyonuna karşı itidal çağrısı yapması hep bilinen bir taktik. Kendi maşalarının ezilmesini önlemek için çırpınmaktalar. Peki ya sen kim oluyorsun da 10.000 km. öteden geliyor, el alemin ülkesini işgal edip, sürekli bombalıyor, yakıp, yıkıyorsun.

Suriye iç savaşının başladığı günden beri Türkiye’nin önerdiği güvenlik kuşağı teklifini bu sefer kendileri dile getirmiş ve 30 km’lik bir kuşak oluşturalım demişler. Bu kuşağın kontrolü ve güvenliği kim tarafından nasıl sağlanacak? Biz sana nasıl güveneceğiz? Önce verdiğin ama tutmadığın sözleri bir düşün bakalım. Yakışıyor mu koskoca bir devlete böyle bir ikiyüzlülük.  Hani Fırat’ın batısında tek bir terörist kalmayacaktı. Amacın Türkiye’nin operasyonuyla köşeye sıkışan PYD/YPG’yi kurtarmak mı? Yoksa Türkiye’nin kaygılarını gidermek için samimi olarak işbirliği yapmak mı?  Teröristlere verdiğin 5.000 tır silah ne olacak? Geri alabilecek misin ve alacaksan nasıl toplayacaksın?  Ülkesini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriye vatandaşının durumu ne olacak? Vs. vs.

Esas sorun, PYD’nin Fırat’ın doğusunda geniş bir alanda hâkimiyet tesis etmiş olmasıdır. Toplam 911 km. olan Suriye sınırımızın %65’i Afrin operasyonu öncesi, PYD/YPG’nin kontrolündeydi. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinin durduk yerde yarattığı kaosun sonucuna bakar mısınız? Senin yıkım projelerin, koskoca İslam âlemini kan ve gözyaşı denizine dönüştürdü. Milyonlarca insanı evinden, barkından, işinden gücünden, anasından, babasından, çoluğundan, çocuğundan, canından etti… Sırada İran ve Türkiye’nin olduğunu aklı olan herkes görüyor. Yediğin haltların faturasını bu coğrafyanın masum vatandaşları ödüyor…

Sayın ABD’li yetkililer, burası Teksas’ın kovboy kasabası değil… Bizler de sizin ateşli silahlarınız karşısında ellerinde oklarla savaşan Kızılderililer değiliz… Bedeli ne olursa olsun, vatanımıza yönelik hareketleriniz karşılıksız kalmayacaktır…

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb