reklam
reklam reklam reklam
Ana Sayfa Siyaset, Sür Manşet 5 Temmuz 2020 3202 Görüntüleme

Saadet Partisi İlçe Teşkilatı basınla buluştu

Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı, deprem gündemli toplantıyla yerel basınla buluştu.

Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı, deprem gündemli toplantıyla yerel basınla buluştu.

İBB Beykoz Korusu Hasır Sosyal Tesislerinde İlçe Başkanı Muammer Koç ve İlçe Yöneticilerinin ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya, Saadet Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcıları Selman Yücel; Mehmet Ali Özgül; Yılmaz Karakaya, İl Başkan Danışmanı ve 31 Mart 2019 Saadet Partisi İBB Başkan Adayı Necdet Gökçınar katıldı.Koç: ‘Deprem riskini artıran bazı nedenler var’

Misafirleri selamlayan SP İlçe Başkanı Muammer Koç şöyle konuştu: “Malumunuz bir süreçten geçiyoruz. Covid19 virüsü başımıza geldi. Devletimiz belli tedbirler aldı. Şu anda bu tedbirler hafifletilmiş durumda. Uzmanların uyarıları var. İkinci dalga olma ihtimalini göz önünde bulunduruyorlar. O yüzden bizleri uyarıyorlar. Biz de özellikle Beykozlu hemşerilerimize hatırlatmayı görev addediyoruz. Bu ayki basın toplantımızın konusu, bu gece yine haberlere baktığımızda deprem olduğunu gördük. Deprem gerçeği hiçbir zaman bizi bırakmıyor. Az sarsıntı geçiriyoruz ama deprem gerçeğiyle beraber yaşıyoruz. SP Beykoz Teşkilatı olarak, bu konuya duyarlı olduğumuzdan dolayı bugünkü gündemimizi deprem üzerine yapmayı düşündük. Deprem riskini artıran bazı nedenler var. Bunlardan başta gelenleri çarpık yapılaşmadır. Çarpık yapılaşmanın getirdiği risk büyüktür.”Koç: ‘Beykoz’daki halkımız kendi derdini kendi çözmüş’

“Tarihi sürece baktığımızda, 1950’den günümüze kadar köyden şehre göç dalgası oluşturuluyor. Bu tamamen o dönemdeki hükümetlerin yönlendirmesi ve politikalarıyla tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş süreci yaşanıyor. Beykoz da sanayi şehri olduğundan dolayı göç alıyor. Beykoz’daki halkımız kendi derdini kendi çözmüş. O günkü hükümet, halkın sorunlarına; barınma sorunlarına eğilmediklerinden dolayı simsarlara teslim olmuş, halkımız. Bu da çarpık bir yapılaşmaya neden oluyor. Bugün de bu gerçekle karşı karşıya kalıyoruz. Merkezi hükümet, bu çarpık yapılaşmaya karşı arada tedbir alma gayreti içine giriyor. 1966’da bu çalışmalar başlıyor. 775 sayılı yasa çıkarılıyor. O güne kadar yapılmış çarpık yapılaşmayı ıslah edici hükümler getirilmişse de bir sonuca varılamıyor. Periyodlarla kanunlar, yönetmelikler çıkarılıyor. Ama bir türlü sonuca varılamıyor.”Koç: ‘Soyutlayan yeni bir yaşam tarzı dayatılmaktadır’

“Son 18 yılımıza baktığımızda, halkımın bütün imkanları eline verdiği; büyükşehir belediyesinden yerel belediyesine kadar, valilikten kaymakama kadar, sivil toplum örgütlerine kadar bu gücü elinde barındıran bir iktidarla karşı karşıyayız. Düzenli bir şehirleşmeye geçmeyi bırakın, isteseydi Beykoz’daki bütün hane sahiplerine bedava daire yaparak anahtarlarını teslim edebilecek bir güce sahipti. Ama AK Parti’nin imar politikasına bakıyoruz. Daha çok gelir seviyesi yüksek insanlara yönelik, daha çok sınırları yüksek duvarlarla çevrilmiş, Gelir seviyesi yüksek insanların yaşam alanı olarak tasarlandığı site tarzı yapılaşma alanları olup içerisine girmek istendiğinde sorgulanmak zorunda kaldığınız, kendi içlerinde sosyal olan asosyal yaşam alanlarına kısmen dönüştürülen ve Beykoz’un genelinin de de bu şekilde dönüştürme çabaları olduğunu görmekteyiz. Beykoz’un çilesini çekmiş, nesiller yetiştirmiş hak sahibi olan dar gelirli insanları ya betonlaşmış komşu ilçelere ya da kenara, kuytu köşelere sıkıştırılmış, mahalle kültürünü ortadan kaldırarak oluşturulmuş yapılara mahkum ederek her iki kesime de normal şehir yaşantısından soyutlayan yeni bir yaşam tarzı dayatılmaktadır. Farklı alanlarda kamplaştırılmaya çalışılan milletimiz, imar ve şehircilikte de zengin ve fakir olarak sınıflara ayrılmaya hazırlanmaktadır. Bu çalışmayı özellikle devletin kurumları olan TOKİ ve KİPTAŞ eliyle bunun alt yapısını hazırladıklarını görüyoruz.”

Koç: ‘İmar gelsin ama halkın yararına gelsin’

“Muhalefet, son bir yılda CHP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığını kazandı. CHP büyükşehir belediye yönetimi, mevcut verileri kullanarak deprem riskini gösteren bir kitapçık yayımladı ve ilçe belediyelerine birlikte hareket etme çağrısında bulundu. Ama bir yıl içinde Beykoz’a yönelik deprem hakkında somut sayılacak bir adım atmadığı görülmektedir. Yine ana muhalefetin, Beykoz’a imar gelsin de nasıl olursa olsun söylemleri yadırganacak bir şey. İmar gelsin ama halkın yararına gelsin.”

Koç: ‘Tarihi bir çağrı yapıyoruz’

“Merkezi yönetime bağlı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İBB’yi devre dışı bırakarak riskli alan oluşturmak ve kentsel dönüşüm gibi formülleri devreye sokarak Üsküdar’da Kirazlı Tepe, Kadıköy’de Fikirtepe örneklerinde görüldüğü gibi Beykoz’u da böyle bir çıkmaza sokmamaları için tarihi bir çağrı yapıyoruz.”Koç: ‘Beykozlu Beykoz’da kalması için muhterem yöneticiler, sizleri hesabi değil hasbi davranmaya davet ediyoruz’

“Beykoz Belediye yönetimine çağrımız; İBB ile hareket ederek öncelikle paydaş olarak büyük ölçekli müteahhitleri değil öncelikle Beykoz üzerinde söz sahibi olan kamu kurum ve kuruluşları, Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası, sivil toplum örgütü temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, Beykoz’da bulunan üniversite temsilcileri ve mahalle muhtarlarını paydaş olarak alınması kurulacak platformla bu kangrenleşmiş sorunu birlik ve beraberlik içerisinde, halkımızın yararına olacak şekilde nihayete erdirmesidir. Beykozlu Beykoz’da kalması için muhterem yöneticiler, sizleri hesabi değil hasbi davranmaya davet ediyoruz. Halkımızın istediği ultra lüks yapılar değil; mahalle kültürünün devam edeceği, depreme dayanıklı, yerinde dönüşümü sağlanmış yaşam alanlarıdır.”

Koç: ‘Aradan geçen zaman zarfında bir arpa boyu yol alınamadığını görmekteyiz’

“Saadet Partisi olarak planlanmış bir Beykoz’dan yana olduğumuzu, görüş ve önerilerimizi yansıtan Beykoz İmar Raporunu hazırlayarak geçmiş yıllarda kamuoyuyla paylaştık. Aradan geçen zaman zarfında bir arpa boyu yol alınamadığını görmekteyiz. İl Mahalli İdareler birimimizin uhdesinde bulunan imar komisyonu tarafından yapılan mevzuat analizi sonucunda; mevcut yasalarla vatandaşımızın sorunlarının çözüme kavuşturulabileceği görülmüş ve bu bağlamda 2960 sayılı Boğaziçi İmar Kanununda bulunan 5 ila 10 maddeleri uyarınca imar ıslah planları yapılarak, parsel büyüklüğüne bakmadan isim isim tespit edilerek, bulundukları parsel büyüklüklerine göre ifraz yapılıp binaları dört kata kadar olanların kat irtifakı yapılabilirliğinin olduğu Sarıyer’deki uygulamalarda görülmektedir. Diğer tarafta mevcut iyileştirmelerle 3193 sayılı genel imar kanununa muhatap bölgelerde rahatlıkla imar ıslah yapılabilmektedir.”Koç: ‘Vatandaşın kesesine dokunmadan planlanmış donatı alanlarıyla birlikte depreme dayanıklı yaşam alanları yapılabilir’

“Yukarıdaki temel çalışmalar yapıldıktan sonra maddi kaynak temini elde etmek için merkezi yönetimin 2960 sayılı kanunun 10. maddesindeki uygulanması istenen şartlara mevcut yapı stoku artı yüzde 25 artış sağlandığında vatandaşın kesesine dokunmadan planlanmış donatı alanlarıyla birlikte depreme dayanıklı yaşam alanları yapılabilir. Dahası elde edilen kaynağın bir kısmıyla istihdam sağlayacak iş sahaları ve eğitim alanları oluşturmak mümkün olacaktır.”

Koç: ‘Göreceksiniz ki, kronikleşmiş sorunlar sizlerin de arzu ettiği gibi çözüme kavuşmuş olacaktır’

“Bu bağlamda İBB ve Beykoz Belediyesinin sadece Beykoz ölçeğinde kuracakları yapı firması, sahadaki gelişmelere yön vererek vatandaşla müteahhit arasında koordinasyonu sağlayıp oluşabilecek olumsuzlukları giderecek aynı zamanda belediyeye ait yapı firması vatandaşla işbirliği içerisinde dönüşüm projelerini uyguladığı zaman dönüşümler daha da hızlı olacaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Muhterem Murat Kurum, bakanlığınız üst yönetim olması hesabıyla sadece Beykoz’un değil tüm Türkiye’nin bakanlığı olduğu için bu kadar büyük sorumluluk karşısında merkezi yönetim anlayışıyla yerel sorunları çözmeniz imkansızdır. Yapılması gereken vereceğiniz talimatlarla taşra teşkilatlarının daha aktif çalışmalarını ve seçilmiş yerel yöneticilerin yetkilerini kısıtlamak yerine siyasi görüşlerine bakmaksızın yetkilerini artırarak vatandaşın sorunlarının çözümü için hamle yapmalarını sağlamak, kuracağınız denetim sistemiyle aksaklıkları tespit ederek sorumlulara mevzuat çerçevesinde yaptırımlar uygulamaktır. Göreceksiniz ki, kronikleşmiş sorunlar sizlerin de arzu ettiği gibi çözüme kavuşmuş olacaktır.”

Koç: ‘Beykoz’un en büyük sorunu olan imar ve mülkiyet sorununu halkın yararına göre çözün’

“Kendisi halkçı ve sosyal demokrat olan İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu; Beykoz’un en büyük sorunu olan imar ve mülkiyet sorununu halkın yararına göre çözün!”Koç: ‘Bizler de size teşekkür edeceğiz’

“Beykoz Belediye Başkanımız Murat Aydın; çözüm önerilerimizi dikkate alarak mülkiyet, imar ve planlama sorununu çözüp hayata geçirin. 5 yılda 15 yıllık değil 50 yıllık icraat yapmış olacaksınız. Bizler de size teşekkür edeceğiz. Aksi takdirde söz verilip yapılmayan ve eksik yapılan icraatları halkımıza anlatarak sizleri tanımalarını sağlayacağız.”

Koç: ‘Biz gerek muhalefet gerek iktidar olsun iyi yapılan şeyleri destekliyoruz ve teşekkür ediyoruz’

Kendisine yöneltilen sorular üzerine konuşan Beykoz İlçe Başkanı Muammer Koç şunları söyledi: “İBB Başkanının yetkileri kısıtlansa da yapması gereken çalışmalar mevcuttur. Kimseden yetkisi olmadığı halde görev beklemiyoruz. Ama İBB Başkanımızın, Beykoz üzerinde söz sahibi olduğu, yetkileri olduğu ortadadır. Bu açıdan adın atmalarını bekliyoruz. Adım atar, çalışır ama engellenir. Bunu da görür söyleriz. Biz gerek muhalefet gerek iktidar olsun iyi yapılan şeyleri destekliyoruz ve teşekkür ediyoruz.”

Koç: ‘Biz Beykoz’un yanındayız’

“Dönüşümü büyük müteahhitler eliyle yapmaya gayret ettiler. Beykoz’da birinci etap, ikinci ve üçüncü etap diyerek imar planlarını çalıştılar. Müteahhitler, proje alanları ilan ederek belli araziler topladılar. Kilit nokta, küçük çaplı. Biz Beykoz’un yanındayız. Onların haklarını koruyacağız. Sermayenin de ortadan kalkmasını istemiyoruz. Teklifte bulunduk. Beykoz’daki insanlarımıza iş sahası lazım. Buradaki temel amaç, hak sahibini bulsun. Dönüşüm de mevcut yapı stokunu yüzde 25 artırarak yapıldığı zaman, belediyenin kurmuş olduğu şirketler üzerinden sağlandığı zaman kaynak elde edilecek. Bu kaynakla, vatandaştan beş kuruş para almadan dönüşümü gerçekleştirebilecek. Hem de istihdam sağlayıcı yatırımlar yapabilecek. Beykoz, diğer ilçelere nazaran çok şanslı. Çünkü verilere bakıldığı zaman 3 katlı, 4 katlı en fazla 7 katlı gibi. O da 121 adet, 5 ila 8 katlı bina var. Beykoz’un dönüşümünün çok kolay olacağına inanıyoruz.”

Koç: ‘Yerelde bir ittifak söz konusu değildir’

“Şu ana kadar yerelde bir ittifak söz konusu değildir. Biz genel merkezimize bağlı çalıştığımızdan dolayı ileriki zamanlarda ne olacağını kestiremiyoruz.”Yücel: ‘Beykoz’un Beykozluların olması lazım’

SP İl Başkan Yardımcısı şunları Selman Yücel ifade etti: “Beykoz, dünyanın en güzel bölgelerinden biri. Fakat yağmacısı da çok. Önüne geçilmesi lazım. Beykoz’un Beykozluların olması lazım.”Gökçınar: ‘Biz, bu sirkeye dikkat çekmek istiyoruz’

SP İl Başkan Yardımcısı Necdet Gökçınar, “Esasında problemler çok. Bu çözümsüzlüğü getiren idarecilere bir maske gibi. Helva yaparken yan taraftan birisi içine sirke dökerse o, helva olmaz. Biz, bu sirkeye dikkat çekmek istiyoruz. İhtiyacımız olan Milli Görüştür.” diye konuştu.Karakaya: ‘Boğaziçi alanında hiçbir zorlayıcı bir şey yok’

İmar Komisyonu Üyesi Yılmaz Karakaya şunları söyledi: “Beykoz’la Üsküdar’ın, Sarıyer’in bir farkı yok. Biraz Beşiktaş’ın farkı var gibi görünse de aslında problem aynı. Problemin kaynağı Boğaziçi İmar Kanunu. Biz problem olarak sunulan iki şey var. Birincisi Boğaziçi İmar Kanunu. Bir de 1995 yılında alınmış Sit kararları. Aslında Boğaziçi İmar Kanunu, problem değil. Eğer problem olarak görmek istiyorsanız, insanların lehine çözmek istemediğiniz zaman. Özal döneminde çıkarıldı, Boğaziçi Kanunu. Özal dönemine baktığımız zaman Boğaziçi Kanunu olsun, 2981 Sayılı Kanun olsun sadece Beykoz değil hiçbir problemin kalmaması üzerine çıkarılmış. Boğaziçi Kanunu, 3 bölgeye ayırmış. Ön görünüm, geri görünüm ve etkilenme bölgeleri. Ön görünüm büyükşehir uhdesinde sadece uygulamaları takip eder. Planlama Yüksek Kurulu vardır. Orada belediyelerin bir yetkisi yok. Çözümsüzlük olarak ortaya konulan kanun, kendi içinde çözümleri getirmiş. Boğaziçi İmar Kanununa baktığımız zaman geçici maddeleri vardır. O maddelerde bütün problemli alanları, plan saymış. Onların nasıl yapılması gerektiğini de saymış. Onu aştıktan sonra Sit kararı, diyorlar. Bu kararların altına o zamanki Büyükşehir Belediye Başkanlığının İmar Müdürü, çeşitli şerhler koyuyor. 20 küsur kuruluşa sormak lazım, bu tür kararlar almak için. Getirilen Sit Kararında, Boğaziçi alanında hiçbir zorlayıcı bir şey yok.”Özgür: ‘İstanbul’un çözülemeyecek problemi yok’

Mahalli İdareler Birim Başkanı Mehmet Ali Özgür şunları dile getirdi: “Beykoz’da, imar sorunu öteden beri var. İstanbul’un her tarafında aslında problem var. Biz, İl Mahalli İdareler Birimi olarak, birkaç komisyon oluşturduk. Hem deprem konusunda hem trafik konusunda ve yeni gündeme gelen Kanal İstanbul’la ilgili. Kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar yapıyoruz. İstanbul’un çözülemeyecek problemi yok. Ama birçok problem üst üste gelmiş. Çözmek için bir gayret yok.”

Yorumlar

Tema Tasarım | AnatoliaWeb