Mesudiyeli Kadınlar Sosyal Yardımlaşma Derneği, CHP Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı Gülay Demirel’i ağırladı.Kavacık’ta bulunan dernek merkezinde gerçekleşen toplantıda Mesudiyeli Kadınlar Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Semra Yurtkuran ve dernek üyeleri Belediye Başkan Aday Adayı Gülay Demirel’e tam destek sözü verdi.

Toplantıda bir dernek üyesinin İmar Barışı’ndan faydalanmak için yapılması gereken ön ödemeyi yapmalarının mümkün olmadığını ve çevresinde bu şekilde birçok aile bulunduğunu bildirmesi üzerine, yapılan oylamayla TBMM Başkanlığına Önerge verilmesi için İmar Barışı ön ödemelerini ödeyemeyen vatandaşlar için taksitlendirme yapılması talebiyle imza kampanyası başlatıldı. İmar Barışı kapsamındaki ödemelerin taksitlendirilmesi talebiyle meclise iletilmek üzere dilekçe hazırlandı.MESUDİYELİ KADINLAR DERNEĞİ OLARAK KENDİSİNİN YANINDAYIZ

Misafirleri selamlayan Mesudiyeli Kadınlar Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Semra Yurtkuran: “Yeni bir dernek, yeni bir oluşum, kadın kolları ve kadın derneği farklı. Ben kendi köyümün kadın kolları başkanıyım. 3 yıldır Ordu Mesudiye Arıcılar Köyü Kadın Kolları Başkanıyım.  Mesudiyeli Kadınlar Sosyal Yardımlaşma Derneği 6 aylık yeni bir oluşum. Arkadaşlarımızla birlikte çok güzel işler yapacağız.” “Gülay Hanımı da çok seviyoruz. Bir kadının başkan olması çok güzel bir şey. Olursa kendileri de ilk kadın başkan olacak Beykoz’da. Mesudiyeli Kadınlar Derneği olarak kendisinin yanındayız, kendisini destekliyoruz ve başarılar diliyoruz. 12 Ocak tarihinde Ordu Mesudiyeli Kadın Kolları olarak bir tanıtım gecesi olacak. Gülay Hanım da sağ olsunlar bizlere destek olacaklar. Kendilerine teşekkür ediyoruz.”BU DERNEK BİR İLKİ BAŞARDI

Gülay Demirel şöyle konuştu: “Öncelikle Semra Hanım başkanlığında beni davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Yeni oluşum olan derneğinize bizler de destek olmak adına bugün sizlerleyiz. Siyasi partilerde dahi kadın kollarının olmasını çok doğru bulmuyorum doğrusunu isterseniz. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar hak ettiği yerlerde olması gerektiğine inanıyorum. Kadın temsilini ülkemizde arttırmak için sivil toplum örgütlerinin önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz. Bu derneğin benim için çok önemli olan bir özelliği var. Bu dernek bir ilki başardı. Kadın kollarından bir kadın derneğini oluşturdu. O yüzden sizleri yürekten alkışlıyorum arkadaşlar.”MUTLAKA BİR SÖZ HAKKIMIZ OLMALI

Demirel şöyle devam etti: “Erkek yöneticilerin ağırlığı olduğu bu devirde dünyanın geldiği ortam da belli, ilçemizin geldiği ortam da belli. Kadının olmadığı yerde ruh yok, duygu yok. İnsan odaklı bir yönetim şekli düşünüyorsak bunun içerisinde kadının potansiyeli, gücü, kadının duygusu, sevgisi mutlaka olmalı. Bizim de bu anlamda mutlaka bir söz hakkımız olmalı. Yönetimde kendi vizyonumuzu da ortaya koyabilmeliyiz. O yüzden Semra Hanımı ve arkadaşlarını, değerli yönetim kurulu üyelerini çok önemsiyorum. Yıllardır yapmış olduğumuz STK çalışmalarında edindiğimiz tüm tecrübeleri sizlerle paylaşmaya hazırız. Yıllardır STK’larda emek veriyoruz ama yöre derneklerinin de eğitim derneği, kültür derneği kapsamında yapmış oldukları çalışmaları çok önemsiyoruz ve bunların yayılmasını, genişlemesini istiyoruz. Sizlerle de çok güç ve ivme kazanacağımızı düşünüyoruz. Ordu ve Mesudiyelileri, Mesudiyeli kadınları böyle bir girişimde bulundukları için kutluyorum ve tüm programlarında elimizden gelen her desteği vereceğimizi de bilmelerini istiyorum.”BİRÇOK KADIN ÇALIŞMAK İSTİYOR

Kadınların çalışma hayatındaki zorluklara dikkat çeken Demirel şunları ifade etti: “Hepimizin şu ekonomik şartlarda maddi imkanları kısıtlı. Birçok kadın çalışmak istiyor. Beykoz’da kapanan fabrikalardan sonra birçok baba işsiz kaldı. Tabii anneler de işsiz. Kaymakamlıkta, sosyal yardımlaşma vakfında çalıştım. O süreçte maddi imkanları kısıtlı ezilip büzülerek gelen babalara şahit oldum. İlk defa gelip bir yardım almak zorunda kalan annelere şahit oldum. Bunun tek çözümü aile bütçesine katkı sunabilmesi. Kadın emeği çok önemli ama merdiven altı atölyelerde ya da temizlik işlerinde sigortasız çalıştırılan kadınlar emeğinin karşılığını alamıyor. Bir çocuk 3 yaşına kadar annesinin yanında kaldıktan sonra sosyalleşmesi gerekir. Bir çocuğun yarım gün de olsa çocuk yuvasına gitmesi gerekir. Beykoz’da çocuklarımızı bu şekilde sosyalleştirebileceğimiz alanlar yok. CHP’nin sosyal demokrat anlayışıyla kurmuş olduğu belediyelerde çocuk yuvaları çok önemlidir.”YATIRIMCILARI BEYKOZ’A ÇEKMEK BÜYÜK HEDEFİM

Demirel sözlerine şunları ekledi: “Eğer belediye başkanı olursam, yatırımcıları Beykoz’a çekmek büyük hedefim. Yatırımcılara koyacağımız şartlardan bir tanesi Beykoz’da genç istihdamı ve ikincisi kadınlara parti time çalışma imkanı sağlamaları. Bunun dışında kadınların farkındalığını artıracak eğitim ve seminerler düzenlemek istiyorum. Belediyede siyaset üstü bir çalışma yapmak gerekiyor. Kanayan çok yara var. Biz bunlara merhem olmak üzere geliyoruz. Esnafımız çok dertli. İmar, mülkiyet sorunu var. Biz talep oluşturarak baskı unsuruyla çözümü hızlandıracağız. Bugüne kadar yapılan çalışmaları, hizmetleri görmemek haksızlık olur. Biz bunların üzerine ne inşa edebileceğimize bakacağız.”YERLİ ARABA KULLANACAĞIM

Demirel sözlerini şöyle tamamladı: “Ben belediye başkanı olursam, gidip de pahalı arabaya binmeyeceğimden emin olabilirsiniz. Yerli araba kullanacağım. Varsa yeni araba alınmayacak. Yüzlerce araba kiralayıp birilerinin altına vermeyeceğim. Şeffaf bir odada olacağım ve istediğiniz zaman bana ulaşabileceksiniz. Yapacağım tüm çalışmalarda önceliğim Beykoz’dur. Bizler milli ve dini değerlerimizin çatısı altında birleşiriz. Bunların hiçbir zaman siyasete alet olmaması adına dikkat göstermeliyiz. Beykoz fabrikaların açılmasıyla özellikle Karadeniz’den yoğun göz almış bir bölge. Ülkemizdeki yapıların yarısından fazlası kayıt dışı. İmar Barışı uygulamasının asıl amacı bu kayır dışı yapıları kayıt altına almak. Bu yapıların kayıt dışı olması çarpık kentleşmenin sonucudur. Dönüşüm olması çok zordur. Plansız kentleşmenin sonunda yapılan çalışmaların bedeli hepimizin cebinden çıkıyor. Yerinde dönüşüm sağlamak zorundayız. Bunu yaparken de mahallelerde istişare yaparak, akademik anlamda destek alarak, kentin doğal yapısı göz önünde bulundurularak dönüşüm gerekiyor. Ülkemizin deprem bölgesi olduğu unutulmamalı.”